Onlarca kemancının aynı notaya basıp aynı telde yay gezdirdiği “arabesk orkestrası” nasıl “çok sesli” olamıyorsa, duayenden amatöre yüzlerce yorumcunun “milli Takım” analizi de gelip tek alaturkalıkta düğümleniyor işte:
“Fatih Terim”...
Futbolcularımız, rakiplerimiz, ligimiz, seyircimiz, talihimiz, sakatlar, kaçaklar, gamsızlar, silah, para, şöhret, nefret, her şey yapışıp, sıkışıp, bir parantezde ifade ediliyor... İzah, eleştiri, çözüm sadece Terim üzerinden yapılıyor.
Siyasette “torba yasa”, futbolda “torba çare”:
“Bıraksın Terim”...
“Devam etsin Terim”.
Madem racon bu, biz de evelemeden, gevelemeden fikrimizi tedavüle sürelim.
Avrupa Şampiyonası eleme grubunda geçmek zorunda olduğu üç takımla üç maç yapmış, kendi “en kötüsünü” fersah fersah geride bırakmış ve tek puanla sonuncu sıraya kapak olmuş milli takım, milletin moralini bozmaktan başka işe yaramaz!
Bir an önce “değişim” gereklidir.
Ve futbolcuları değiştiği halde kaderi değişmiyorsa, sıra teknik direktördedir.
İster “bedel ödetme” deyin, ister “umut kesme”... Yazılı olmayan müeyyideyi işletmek durumundasınız.
Lakin bu kuralı bir tek Fatih Terim’e uygulayamazsınız!
Neden?
Torpilli mi?.. Çok mu güçlü? Sözleşmesi mi sağlam?.. Bitmez tükenmez kredisi mi var?
Hiç biri!
Size engel olması gereken mantığınız.
Çünkü Terim’le vedalaşırsanız kendi ayağınıza kurşun sıkarsınız.
Açık konuşalım... Aynı duruma düşmüş milli takımı toparlaması için hangi isim aklınıza gelirdi hocası Fatih Terim olmasaydı?
Fatih Terim değil mi?
“Yetiştir hocam bir mucize”...
O adam, bu adam işte.
Üstelik Milli Takım’ı “bu hale” o getirdiği için, “bu halden” kurtarmaya çok daha yakın şimdi.
Yapılacak hata kalmamış.
Egosu inmiş, ayakları yere değmiş, elindeki malzemeyi çok iyi öğrenmiş, borçlu bir Fatih Terim’den daha iyisini mi bulacaksınız?
İkincisi; matematik bilimi “Türk Milli Takımı gruptan çıkamaz” demediği sürece Fatih Terim’le gruptan çıkılmayacağını iddia edemezsiniz.
Böyle bir ladese girerseniz, Terim’in kariyerini tekrarlama ihtimali ile sizin kariyerinizi bitirme ihtimaliniz eşit olur.
Çıkmamış candaki umut Terim’den sorulur.
Şans matematiksel olarak tükenmeden Terim’in “başaramadığı” ilan edilip gereği yapılırsa, Milli Takım’ın başaramayacağı kadar kesindir “Terim kalsaydı başarabilirdi” ahlayıp vahlamaları.
Ve üç:
Hiçbir yere gidemez Fatih Terim.
Tam da en kötüsü yaşanmış bitmiş, yanlışlar açık büfe gibi ortaya serilmiş, doğrudan başka seçenek kalmamışken ve maç kazanmak dışında sayısız futbol restorasyonu sıra beklerken gidemez, gitmemelidir.
Peki, yok mu bu işin bedeli?
Terim’e gerçekten bedel ödetmek istiyorsanız, benden size bir tüyo; çıkarmayın sesinizi!..
Öz çocuğunun gördüğü zararda kendi payı olduğunu düşünüp kahrolan bir baba kadar bedel ödüyor zaten... Siz “ne yaptın” bile deseniz, kahrını/öfkesini size yansıtıp rahatlayacak.
Üstelik bu arada işi toparlama önceliğini de ikinci sıraya koyacak.
Konuşarak/yazarak ne daha çok üzebilirsiniz Terim’i, ne de daha verimli kılabilirsiniz.
Aynı notaya parmak basıp, aynı telde gezdirmeyin yayları.