Fenerbahçe kongresinin ne kadar “olağanüstü” olduğunu henüz anlayamayanlar var... Bu nahif insanlar, “nerede başkan adaylarının projeleri” falan diye soruyorlar iyi mi?..
Aziz Yıldırım cin gibi biliyor ve “15 yıllık başkana proje mi sorulur” diye geçiştiriyor.
Mehmet Ali Aydınlar konunun gideceği yerden çekinip hiç olmazsa bir şeyler söylemek için “yapacaklarını” değil “yapmayacaklarını” açıklıyor:
Beton ve şike!..
Seçilme ümidi olmayanlardan, Salı Pazarı Pazarlı ütopik proje...
***
Açık açık yazalım:
Fenerbahçe Kongresi, “Fenerbahçe’nin şike yaptığını kabul veya reddetmek için” toplanıyor.
Ne?.. “O iş bitti” mi?
Yargı ne dese nafile...
Ölene kadar kabul etmeyecekler “şikeci” yaftasını.
Veya herkesin kıyısından köşesinden bu kire bulaşmış olduğu belgelenmeden.
“Biz yapmadık o yaptı” için de henüz çok erken.
***
Yoksa...
Pratik ve fevri tavrı, buyurgan ve kural tanımayan kişiliği ile vakti zamanında kulübü imar etmek için “en uygun” başkan olan, ancak Fenerbahçe’yi elleriyle taşıdığı “yeni çağ”da pratik ve fevri tavrı, buyurgan ve kural tanımayan kişiliği ile “çağdaş yönetici tipine” hiç uymayan, üstelik (komplo veya gerçek) kendi şahsında suçlamalar yüzünden Fenerbahçe’ye tarihindeki en kötü iki yılını yaşatmış Aziz Yıldırım’ın tekrar seçilmesi olası mı?
Lakin sap dönmüş keser dönmüş, onu dışlamak “biz şike yaptık itirafı” haline gelmiş.
***
Mehmet Ali Aydınlar hiç alınmasın... Yaralar bu kadar tazeyken, nasıl Aziz Yıldırım’ı seçmez ve “şikeci” olmayı kabul eder Fenerbahçe Genel Kurulu?
Aziz Yıldırım da seçildiğinde “teveccühün” kendisine olduğunu sanmasın sakın.
Genel Kurul’un gündemi tek:
“Şikeci olduğumuzu kabul edenler elini kaldırsın”...
Beckenbauer’e (güya) çözemediler!...
Drogba’nın maç öncesi arkadaşlarını motive etmek için yaptığı ayaküstü toplantıyı “fasching”de birayı kaçırmış kamyon şoförü ağzıyla yorumlayan Beckenbauer’e yakıştı mı yani “Artist Drogba... Terbiyesiz Drogba” cümleleri?
Hem yakışmadı, hem hayrete düşürdü insanları.
Neden?..
Olayı yorumlayan bizim “zehir zemberek” spor programları, bir türlü sebebi bulamadılar.
Aslında anında anladılar da... Söylemek istemediler!
Çünkü “şıracının bozacıya torpil geçmesi” doğasında var!
Yok efendim Drogba B.Münih’e gol atmış falan.
Geçiniz...
Ben söyleyeyim size sebebini:
Beckenbauer’i zıvanadan çıkartan, “ekran” denilen o sihirli kutudan milyonları yakalayabilmek, tutabilmek, ertesi gün konuşturabilmek, gündem yaratmak, ilgi çekmek içgüdüsü.
Her şey olabilir tetikleyen... Para, şöhret, rekabet, özel, tüzel her şey... Lakin hedef tekdir:
Reyting!
Fantezi kelam edeceksin ki, ses getirsin. Sivri laf edeceksin ki, gündemi delesin. Harca, parçala, şoke et, her şeyi kaybet ama göz temasını kaybetme.
Beckenbaur’e çok lazım mı?.. O ayrı mesele.
Ne desin bizim spor yorumcuları; “işe bak, Beko bizim taktiği kapmış” mı?..