Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Avrupa’da ilk defa bir Hollanda takımını mağlup eden Beşiktaş’ı yere göğe koyamıyorlar ama bitmiş maça eklenen dakikalar tükenirken penaltı ile gelen gol yüzünden, şöyle doya doya gönülden gülemediğimizi düşünüyorum ben.
Fazla gülenin “iffetinden” ve “ciddiyetinden” şüphe edilme tehlikesinden değil; Beşiktaş’ın genlerine yerleşmiş “skoru korumak istediğinde tam tersini yapıp skoru berbat etme geleneği” hortlar mı acaba kaygısından.
Sakın İstanbul’da tekrarlanmasın endişesinden.
Pesimistlik yapmıyorum, hafızama kurban gidiyorum!

Maçın son saniyelerinde penaltı yaratıp (o da içerde mi dışarıda mı belli değil) gol yiyen takım, 90 dakika güzel oynadığı için alkışlanır lakin, baskı altında telaşa kapılması ve hayati hata yapması asla unutulmamalı.
Unutmak üstünü örtmektir, hatırlamak önlem gerektirir ki, asıl işe yarayandır.
Haftaya Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki atmosfer Feyenoord’dan önce bizimkileri telaşlandıracak diye aldı beni bir düşünce.

Daha Devler Ligi 3. Ön Eleme Turu birinci maçı... Ve son saniyelerde skor “şahane”den “kritik”e doğru devrilmiş.
Lakin Beşiktaş o kadar başarıya aç ve müjdelere muhtaç ki, başkan Fikret Orman kapağı Avrupa’ya atıp kasayı sağlama almış kadar özgüvene kavuşmuş; hatta eski defterleri karıştırıp eski hataları itiraf etme cesareti bulmuş kendinde...
“Fernandes’in aldığı para zehir zıkkım olsun”!..
Doğru veya yanlışlığını tartışmıyorum. Hatta, son derece yerli yerinde bir serzeniş olduğunu bile söyleyebilirim...
Tabi, o parayı Fernandes’e ben vermedim, “Fernandes olsa ne olur, olmasa ne olur” diyen teknik direktörü ben kapı dışarı etmedim; o ayrı...
Demem o ki, 3. ön elemenin birinci ayağındaki şahaneden kritiğe dönmüş galibiyet bile yeni stat kadar olmasa da gıcır gıcır bir tribün bitmiş, kurdelesi kesilmişcesine özgüven getirdi Beşiktaş’a.
Sadece bu neden yeter İstanbul’daki rövanş için titizlenmeye.

Şimdi... Tam da bu sırada, bir Ronaldinho ne yakışır Beşiktaş’a!..
Devam edelim.
Sepet dolusu yumurtayı başında taşırken kurduğu hayale kapılıp hepsini kıran talihsiz kız gibi olmayalım ama.. Üzerine bir de Belhanda!..
Feyenoord geçilmiş arkası gelmiş...
Stat da biraz erken bitmiş.
Ne oluyor ya?.. Bunlardan bir tanesi olsa yeter Beşiktaş’ın yeniden yüksekten uçması, o muhteşem taraftarı ile tekrar kucaklaşması için.
En kısa vadelisi de Feyenoord’un aşılması.

Evet... Beşiktaş’ın deplasman zaferi ile gülemedik, şöyle doya doya kahkaha atamadık ama hayallere dalıp, elimizdekine bakıp “sırıttık” şimdilik.
Diş etlerini bile göstermeyen bir sırıtış...
Umarım sayın Bülent Arınç bey futbolseverliğimize verir, bizi mazur görür.