Alın Arda’yı Kadıköy’de bir cafeye oturtun; çay içsin... Sevgilisi falan da gerekmez hani! Tek başına... Önünde demli çayla Arda.
Kaç kişi toplanır etrafta?
En az 106 kişi değil mi?
Nuri’yi kebapçıya, Volkan’ı alışveriş merkezine, Burak’ı Caddebostan sahiline götürseniz mesela...
Çevrede ilgilenen, imza isteyen, soru soran 2 bin kişi olmaz mı?
Buyurun size Gana Milli Maçı’ndaki seyirci sayısı.
106 biletli, 2 bin davetli.
Acıklı!
Ama sebebini anlamazsak halimiz daha da acıklı olacak.
***
Milli Takım’ın bu sefaletini analiz edebilmek için bir sürü tahminler yürütülüyor tabi.
Efendim, o kadar kulüp taraftarı olmuşuz ki, futbolda kotamız dolmuş Ay-Yıldız’a yer kalmamış!
Maç hafta arası Olimpiyat Stadı’nda olmasaymış, en azından bir tribün dolarmış!
Medya kulağının üstüne yatmış.
Özel maç ve yok sayılabilecek turnuva iddiamız ilgiyi azaltmış.
Falan filan.
Her biri geçerli sebeplerden olabilir.
Lakin her biri ayrı ayrı Milli Takıma, temsil ettiği değerlere, futbolcularına “hakarettir” aynı zamanda.
***
Oysa birinci sebep “başarı”, ikincisi adına “halk” denilen ve taraftarlıktan seçmenliğe kadar bin türlü kostümü olan kalabalıkların “algısı” ile “alınganlığı” olmalı.
Bir kere ümidini kaybetmesin insanlar... Kırılmasın, kızmasın... Saçmalamaya tanık olmasın. Anında dibe vurur ilgi, şöhret.
Sevgi sürebilir...
Fakat sevdiği evladını cezalandıran “baba”nın duygusal gel-git’leri hakim olur topluma.
***
O sırada bir yürek...
Yıldırımlar yaratacak, coşku verecek, yönlendirecek bir yürek de yoksa.
Tükenmiş enerji, bitmiş heyecan üzerindeki külleri üfürecek biri çıkmıyorsa...
Teknik direktör “lider” gibi değil de “bürokrat” gibi davranıyorsa mesela.
Milli Takım’ın Gana maçındaki tribünlerine döner muhabbet.
Kendin oyna kendin seyret!
***
Takım kötü, seyirci yok...
Seyirci yok, takım daha da kötü.
Öyle bir “fasit daire” ki, kendi kuyruğunu yiyen boğa yılanı misali.
Şimdiye kadar bu kadar kötüsünü başaran olmamıştı yani.
Abdullah Avcı’ya “teşekkür etmek” ve başka bir yürek denemek zamanıdır.
En azından Kadıköy’de çay içerken etrafında 106 meraklı olacak bir teknik direktör!..
Hacıosmanoğlu’na tebrik
Kim demiş; Trabzonspor başkanı sayın İbrahim Hacıosmanoğlu ne yapsa/ne söylese beğenmiyorum, bir “kulp” buluyorum diye?
İşte: “Beşiktaş maçını Beşiktaş seyircisi ile birlikte izleme girişimini” ayakta alkışlıyorum.
Kulp takacak olsam...
“Marifet Fenerbahçe deplasmanında da rakip seyircinin arasına oturmak” derdim...
Demiyorum.Sıfırcı Hoca’nın “bir yanlış bir doğruyu götürür” tarzı yok bizde.
Sadece tebrik.
Gönülden.