Onu bunu bilmem; “Türk Futbol Camiası” Soma felaketi ardından muhteşem bir duruş sergilemiş, bu ülkenin insan kalitesi, insan sevgisi ve gerektiği zaman nasıl kenetlenebileceği konusunda “atalara yakışan” bir örnek vermiştir.
Soma gibi yeryüzünün en büyük maden faciası ardından bile siyasi saflara ayrışıp “bölünebilme kabiliyeti gösteren” Türkiye konjonktüründe, az buz iş değildir “fıtratında” rekabet yatan bir camianın kenetlenmesi.
Dikkate alın lütfen...
Bunu, yüzlerce emekçinin toprak altında kaldığı ilk günden itibaren kulüplere, yönetimlere, futbolculara, tüm futbol camiasına çok sert yazılar yazan, “ne bekliyorsunuz” diye bas bas bağıran bir basın emekçisi olarak, gururla “itiraf” ediyorum.
Şehit veya gazi, Soma’dan karalara bulanmış ama alnı ak çıkanlardan hiçbir farkı yoktur futbolumuzun.
***
Açıkçası korkmuştum!..
Büyük kulüplerimizin Soma Faciası için internet sitelerine koydukları “başsağlığı” mesajı ile yetineceklerinden endişelenmiş, acıya kızgınlığı katmıştım!
“Ağlayan şehit yakınının yaslanacağı bir futbol yıldızı omzu yok mudur” diye sormuştum futbolculara.
Büyük kulüplere “Soma yetimlerinden birkaçını okutmak o kadar zor mu” diye sitem etmiştim.
“Hep alıyorsunuz bu halktan, şimdi verme zamanı” demiştim futbol aktörlerine.
Aynı anda aynı şeyleri düşünüyormuşuz meğer.
Hepsi oldu.
***
Önce Beşiktaş açıkladı, maç gelirini Soma Şehitleri ile Gazilerinin ailelerine bağışlayacağını.
Sonra Fenerbahçe en az 100 yetimi okutacağını ilan etti.
Galatasaray Başkanı iki tırla birlikte Soma’daydı ikinci gün.
Ardından bir tur daha...
Beşiktaş konut, Fenerbahçe maç yapacak, Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi primleri Soma’ya akacaktı...
Çıkarına bakanların başıbozukluğunda “öldüren”, insanı gözeten ellerde sadece “ısıtan” linyit gibi, “bölen/düşman eden” futbol da acıdan donan yüreğimizi ısıtmaya başlamıştı.
***
Takım halinde yüreklerini açan futbolcular mı ararsınız, bireysel yardıma girişen eski futbolcular mı, futbol adamları mı...
Futbolun her paydaşı, elinden ne geliyorsa serdi madencilerin ayakla- rı altına.
Halı sahada maç yapanlar bile saygı duruşundaydı.
Ve Federasyon...
Ve Milli Takım.
Onlar da kendilerine yakışanı yaptılar ki, her birine helal olsun.
Ne bizi, ne taşıdıkları Ay-Yıldız’ı mahcup ettiler.
***
O da lazım ama para pul değil anlattığım.
Çok daha ötesi.
Hani bir yağmur yağar ya kurumuş çatlamış toprağa... İşte öyle bir şey!
Önemlidir damlalar.
Amazon nehri bile damlalarla başlar.
Fatih Hoca, 16 Mayıs’ta Buse kızının düğününü yapacaktı, belirsiz bir tarihe erteledi, talebeleriyle birlikte Soma şehitliğinde kabirlerin başındaydı mesela.
Çakı gibi futbolcular...
Başkan’dan yönetimine Federasyon.
Atatürk’ün “doğum günü” bundan daha yüce bir mesaj olabilir mi bu millete, gençliğe, acılı ailelere?
***
Onu bunu bilmem...
Madenden ilk yaralı çıktığı andan itibaren Futbol Camiamızda kime “hadisene” demişsem, kimi “yavaş kalmakla” eleştirmişsem hepsine helal olsun diyorum şimdi.
İyi ki varsınız.