Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu sefer de olimpiyatı alamazsak, korkarım “Yılmaz Vural’ın Fenerbahçe teknik direktörlüğü sevdasına” dönecek olay!..
Her daim olimpiyat peşinde.
Çalış, çabala, yırtın...
Her daim “refüze”.
***
Valla, kendi kendimize gelin güvey olup, “otodolduruş”a mı geliyoruz, yoksa olimpiyat havucu ile İstanbul’u imar mı ediyoruz bilemiyorum.
Ama Buenos Aires’de kaybedersek, piyasaya olimpiyat peşindeki İstanbul fıkraları bile çıkar; onu biliyorum.
“Uluslararası olimpiyat makarası” oluruz, kesin.
***
Adeta bir “Cumhuriyet Projesi” haline geldi İstanbul ve Olimpiyat.
Bugün işadamı olan gençler, ilk adaylığımızda doğmuşlardı.
Acaba çocukları görebilecek mi olimpiyatı?
Açık söyleyeyim, ilk adaylıklarımızda olimpiyatı alamayacağımızı pek çoğumuz biliyorduk...
Ama olimpik ruhun içimize sinmesi, sporun kitlelere inebilmesi, sportif yatırımlara hız verilmesi için “olmayacak duaya amin” diyorduk.
***
Bugün öyle mi?
İşte o eski adaylıklarımız ve “kaybetme alışkanlığımız” şimdi handikaplarımızdan biri.
2020 ilk adaylığımız olsa, yüzde 99 İstanbul’daydı olimpiyat.
***
Geçmişin “kâr/zarar” hesabını yapamam. Gelecek ne getirir, fal bakamam... Fakat şu anda olimpiyat düzenleyebilmek için “en” uygun durumda Türkiye.
2020 de kaçarsa, 2024 hayal!.. Çünkü ABD’nin falan niyeti var.
2028... 2030...
Unutunuz!
İstanbul caddeleri otopark olur o tarihlerde her halde. Bir yerden bir yere tabanvayla gidilen şehre kim olimpiyat verir?
Türkiye’de şehir mi yok?
İstanbul’un tarihsel, coğrafi ve mistik cazibesi devreden çıkınca Türkiye’de başka hangi şehir olimpiyat alabilir?
***
Evet... Bu kez “son” ve en şanslı seçiminde İstanbul.
Çünkü rakipleri Madrid ve Tokyo’da (ikinci defa)yapılacak bir olimpiyat, “kendi kendini tekrardan” öteye geçmeyecek, olimpiyatın özünde var olan “yeni ülkeler, yeni serüvenler” gerçeğine ters düşecektir.
Aynı suda ikinci kere yıkanmaya çalışmak gibi bir şey.
Monotonlaştıracaktır olimpiyatı, olimpiyat fikrini.
İstanbul ise yeryüzünün en büyük sürprizi.
***
Ben mesleğe olimpiyat adaylığımızla başladım.
Ve “olimpiyat düzenleme ihtimalimize” şimdiye kadar hiç bu kadar yakın olduğumuza inanmadım.
Gençliği, yatırımı, isteği ile hazır bir ülke.
İstekten öte, ihtiyaç da var.
Bizim olimpiyata, olimpiyatın İstanbul’a...
Olacak gibi geliyor bana.
***
Yine açık söyleyeyim benim midemi bulandıran İstanbul’un yeterliliği değil de başta Suriye, güney komşularımızda kabaran dalgalar. Yerine oturmayan taşlar.
Dalgamıza taş atar mı acaba?
Komşusunda savaş olan ve ne zaman nasıl biteceği bilinmeyen ülkeye olimpiyat vermek zor fakat imkansız değil.
Üstelik 2020’yi Türkiye’ye vermek, Dünya’yı yönetenler açısından “o tarihe kadar bölgenin sütliman olacağı” garantisi.
***
Neyse...
Filozof yapmayın adamı, verin şu olimpiyatı yahu.
Yılmaz Vural’ın dramını şimdi daha iyi anlıyorum doğrusu.