“Kaybolan bir şeyi bulmanın zevki, bulunan şeyden daha üstündür” demişler!..
Futbolda kayıp şeylerin hepsine kavuşamadık ama bu derbide birazını bulduk galiba.
Nereden anlıyoruz?..
Rüzgar gibi geçti derbi.
Birkaç saniyede gol pozisyonuna girebilen takımlar ile her an her şeyin olabileceği dakikalar meğer ne kadar hızlı akarmış, doksan dakika ne kadar kısaymış.
O yüzden eksiği, yanlışı yazmadan önce sahadaki mücadeleye, futbola, heyecana, zevke, hatta “yarım tribünlere” teşekkürle başlamalıyız lafa.
* * *
Beşiktaş sahaya sağ kaşında bantla çıkmıştı sanki... Önde Gökhan yok... Ki, kendisi Beşiktaş’ın ne kadar adam geçmesi, top tutması, orta yapması varsa üçte birinin patent sahibi...
Arkada Necip... Ki, ona laf söyleyen taş olur; çünkü savunmanın sağına joker kontenjanından monte olmuştur.
Hoca “oyna, günahı sevabı benim boynuma” demişse ve Beşiktaş üçüncü dakikada golü Necip yüzünden yemişse, kızılacak adam Necip değildir.
Zaten Necip bir devre dayandı yerini Sosa’ya bıraktı ve doksan dakikada sağ bek üç kere değişti Beşiktaş’ta.
Fenerbahçe de düdükle birlikte Beşiktaş’ın sağ kaşına çalıştı elbet. Üçüncü dakikada açtı.
Devre bitmeden Olcay da atılınca dikiş tutmaz hale geldi orası.
İşin ters tarafı Caner de günündeydi hani... Mübarek sağ bek mi, sağ kanat mı, santrafor mu belli değildi. Alper’le anlaştığı anlarda Beşiktaş çok zor anlar yaşadı.
* * *
Aslında Beşiktaş’ın en büyük hatası önde basmayıp pas ustası Fenerbahçe’ye bu fırsatı tanımasıydı.
Fenerbahçe’nin her pas kombinasyonunda kalesinde endişe, tehlike yaşadı Beşiktaş. İlk yarı gol dışında üç tane garanti sayılacak pozisyon var mesela.
Fenerbahçe’yi uçuranın yarısı Kuyt gibi Alper gibi Caner gibi yükselen futbolcularsa, diğer yarısı karşısında bozmak değil, oynamak isteyen Beşiktaş olmasıydı.
Daha sonra da “eksik” Beşiktaş.
İsmail Kartal’ın da hakkını verelim!.. Süper Lig’in en centilmen hocasıdır kendisi. Beşiktaş 10 kişi kalınca haksız rekabeti biraz olsun gidermek için Caner’i çıkarttı ya...
* * *
Derbiyi iki golle kazanmak önemlidir.
Kazananı alkışlamak gerekir.
Fenerbahçe’de işin kötüsü nedir diye soran varsa, takımın Diego’yu yok sayarken rayına oturmasıdır mesela.
Geçen sezonun şampiyonu, sezonun tek ve en büyük transferini yapmış, adam kulübe bekçisi olmuş. Adama mı yazık, Fenerbahçe’ye mi, tartışılacak tabi. Beşiktaş ise bu mağlubiyeti Gökhan Töre’ye bağlasa, yeridir.