Sayın Aziz Yıldırım “Formasına reklam almayan bir Fenerbahçe yaratacağım” demiş.
Eyvah!
Çünkü dediğini yapar.
“Öyle” veya “böyle”; oldu bilin!
Düşünsenize; “Üç sene üst üste şampiyonuz” demişti, Süper Lig’de olmasa bile “skandal liginde” üç sene zirvede kaldı Fenerbahçe.
Şampiyonluksa şampiyonluk!..
Şimdi reklamsız forma...
Ya Fenerbahçe’nin reklama ihtiyacı olmayacak...
Ya da “kimsenin forma reklamı vermeyeceği hale gelecek” demektir kadim ve şanlı kulüp!
***
Espri bir yana Ahmet Ercanlar kardeşimizin yaptığı okkalı röportajda sayın Yıldırım’ın Allah ömür verdikçe Fenerbahçe’de kalmak istediğinden tutun da muhtemel adaylara gözdağı vermesine kadar her konu var.
Daha da önemlisi; cezanın “ısmarlama” olduğu ısrarı...
“Cezamızı iki yıl önce pazarlıkla belirlediler”!
Neden?
Onu zamanında açıklamıştı. Lakin bilmek, açıklamak yetmiyor. Yapacağını yapıyor eloğlu.
O zaman?
“Fenerbahçe için” her türlü fedakarlığa hazır bir Aziz Bey gerekiyor(du)...
Feda edilecek “kendisi” olsa bile.
Sonuna kadar masum olsa bile...
İlk günden beri “kendisini tasfiye etmek için yapılan bir komplo” olduğuna inandığı “operasyon” başladığında, alıp ceketini gitseydi Fenerbahçe böylesine perişan bir süreç geçirmezdi değil mi?
Direndi de ne oldu?
***
Ve sayın Yıldırım’dan Ahlak vurgusu...
“Gençlere ahlak, erdem ve ülke sevgisini kazanmanın değerini anlatmaya çalışıyoruz”.
İyi de!
Başkan Yıldırım’ın herkesten önce Genel Sekreteri Talat Yılmaz’ı ikna etmesi gerekmez mi?
Yılmaz çıktı, daha bir hafta önce “Şike sürecinde Aziz Bey tarafından kandırıldık mı acaba” dedi.
Yani?
“Yaptı ve bizi de yaktı” mealinde!..
Talat Yılmaz’ı “uyarmış” sayın Yıldırım.
Asıl Talat Yılmaz hepimizi öyle bir “uyarıyor” ki, işin içindeki yönetici olarak söyledikleri yenir yutulur ve dahi katlanılır gibi değil.
***
Neyse... Benim sevindiğim nokta, Aziz Yıldırım gibi bir “şahinin” camialar arasında kavga çıkmasına Trabzonspor başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu gibi “tuzla koşmaması”!
En güzel cümle:
“Göze göz yasası, herkesi kör eder”!
Elbette “alıp veremediği var” Trabzonspor başkanıyla...
Elbette kavgada bile söylenmeyecek lafları hazmedemiyor.
Ama tutuyor kendini.
Evet... Aziz Yıldırım önüne konan leziz kavgaya yutkunuyor ve elini sürmüyor!
“İntikamın” soğuk yenen bir yemek olması gerektiğini biliyor; taraftarları işin içine sokmadan, koskoca camiaları siperlere sokmadan zamanını bekliyor.
Hiç olmazsa bir taraf aklın gereğini yapmalı.
Bu kadarına bile razıyız.