Adına “transfer marifeti” denilen futbolcu alıp satma işinde, iyi futbolcu almak kadar rakibin bütçesini zorlayacak stratejiler yaratmak, alırken burnundan getirmek, süreci zorlaştırmak da önemlidir.
Ayıp günah yok... Liberal ekonomide ticaret böyledir.
Ve Fenerbahçe bu işin piridir!..
Son örnek Arda transferi.
***
Esrarengiz transfer öyle bir hale getirildi ki, Arda gündemde kaldıkça, Galatasaray’a zarar Fenerbahçe’ye yarar!..
İspatı mı?
Her transfer balonuna, anında resmi sitesinden “yalanlama” notu düşen Fenerbahçe’nin, Arda konusunda sessiz kalmasına bakın anlayın.
Ne “biz de talibiz”!..
Ne de “İlgilenmiyoruz”.
Mimiksiz, jestsiz, ifadesiz duruyor Fenerbahçe.
***
O durdukça, belirsizliklerin boğduğu zaman, rakibini yıpratıyor.
Resmen köşeye sıkıştırdı Galatasaray’ı Fenerbahçe...
İstenen ama halledilemeyen bir transferle, araya biraz da “elinden alırız ha” korkusu katarak daha sezon başlamadan Galatasaray’ın koskoca takımı sanki ıskartaya çıktı. Sezon için yaptığı hazırlıklar unutuldu.
Varsa yoksa Arda.
***
Hele sonunda Galatasaray Arda’yı alamazsa...
Hele bir de Fenerbahçe başarırsa.
Galatasaray lige iki derbi kaybetmiş gibi başlar.
Lakin işi bu noktaya taşıyan Galatasaray.
***
Ben Arda transferinin “mutlu sona” ulaştığını, onu Süper Ligimiz’de seyredeceğimizi ne zaman anlarım?
Uzanamadığı üzümlere “koruk” diyen tilkilerden!..
Fenerbahçe “hiç düşünmedik ki” açıklaması yapınca, Galatasaray işi bitirdi demektir.
Şayet Galatasaray’dan “Arda’ya iki katı para istiyorlar” türünden bir açıklama gelirse; anlayın ki, Fenerbahçe almak üzere.
Şimdiki durum transfer ayının sonuna kadar devam ederse...
Galatasaray’a zarar, Fenerbahçe’ye yarar.
İyi ki Eskişehir var!
Süper Ligimiz, kavgasız, olaysız, tartışmasız sürsün ve hepimize hayırlı, uğurlu olsun!..
Lafa gelince söylemek kolay.
Bunun için ne yaptığımız önemli.
İşte tam bu noktada Eskişehirspor’u, teknik direktörünü, başkanını kutlarım.
Sezon başı için açıklama yaptılar ve boş lafları bırakıp adeta “kendi kapılarını süpürmek” adına söz verdiler.
Sadece buna ihtiyacımız var.
Ertuğrul Sağlam, “bir tek futbolumuzla değil, fair play adına da parmakla gösterilecek bir takım olacağız” dedi.
Başkan Mesut Hoşcan, “sahadaki mücadele dışında herkese kardeş ve misafir muamelesi yapacakları” sözünü verdi.
Ahkam kesmek, hikaye anlatmak değil, “biz şunu/şöyle yapacağız” sözü.
Onlar bilmiyorlar mı, “Eskişehir en korkulan deplasman olacak, ligin tozunu atacağız” ajitasyonlarıyla reyting alıp kombine/forma satmayı?..
Ama tenezzül etmiyorlar.
Futbola kıyamıyorlar.
Böyle kulüpler ve böyle futbol adamları çoğunluk olduğunda “iyi temennilere” bile gerek kalmaz.