Size de olur mu bilmem... Her faciada, acının yanı sıra derin bir suçluluk duygusu kaplar benim yüreğimi!
El ele... Aynı anda.
Hangisi galebe çalar kestiremem.
Deprem olur, demir ve çimentodan çalan
müteahhit gibi
hissederim kendimi.
Kaza olur, sanki hemzemin geçidi açık bırakan ve işçileri trenin altına yollayan sorumsuz benim.
Heyelanda da suçum vardır, yangında da.
Ne kadar mı?
Bu ülke “ne kadar benimse” o kadar.
Gün olup ülkemle,
insanımla ne kadar gurur duymuşsam, aynı.
***
Ateş Soma’ya düştüğünden beri maden sahibiyim. Siyasetçiyim. Sendikacıyım. Hayat şartlarıyım. Geçim sıkıntısıyım!
Ben soktum onları mezara sağlıklarında. Ölünce zor güç çıkaran da benim. Trafo bakımını ben ihmal ettim. Uğraşmadım güvenlikleri için. Maden kazalarını araştırma önergesini ben reddettim TBMM’de.
Madem ki bu ülkenin
insanıyım, en azından
payım var.
Aynı his sizde de oluyor mu bilmem.
***
Böyle zamanlarda
utanırım spor yazmaya.
Saçma gelir...
Olmaz olsun deklarasyonlar. Kimin umurunda zehir zemberek açıklamalar. Bize ne transfer listenizden, teknik direktörünüzün kaderinden, stadınızdan, storunuzdan.
Kutlamalar, suçlamalar, kupalar absürt kara mizah şu anda.
***
Sadece Soma...
Kim bilir kaçıncı cenazesini taşıyan kirli plastik sedye ile kömür tozu kaplı battaniye arasındaki cansız beden ve bekleşen
o buzdan suratlar.
Ben yazamam, siz de futbol konuşmayın birkaç gün lütfen.
***
İlla konuşmak istiyorsanız; söyleyin bana, hangi kulüp “refleks” gibi
harekete geçti faciayı duyunca?..
Başsağlığı bildirisi değil... Varıyla yoğuyla, yöneticisiyle, yıldızıyla birlikte Soma’ya hangisi gitti, bir-iki maden şehidinin acılı ailesinden akan gözyaşlarına hangi milli futbolcumuz omzunu
uzattı mesela.
Milyondan aşağı
konuşmayanlardan
kim bir fon kurdu, söz
verdi, gönül aldı, hüzün
paylaştı, o önemli.
Hangisi, “bir transfer eksik yapacağım,
milyonlarca Euro ile Soma kurbanlarının çocuklarını okutacağım” falan dedi?
Varsa söyleyin, olunca onu anlatın.
***
Yoksa, bizi acı
ve utancımızla baş
başa bırakın.
Büyük futbol ailesi,
büyük kulüpler mi?..
Böyle günlerde belli olur büyüklük.
Hep almayın bu halktan,
biraz da verin.