Vitor Pereira her fırsatta kişilikli ve agresif oynamaları gerektiğini belirtiyor ama Fenerbahçe bu düşüncelerin 10’da birini gerçekleştiremiyor...
Çünkü bu takımda tempo ve hız yok... Oyun isteği yok... Taktik plan hiç yok... İşler kötü gittiğinde arkadaşlarını motive edecek ne saha içi lideri var, ne de kenardan oyunu çözebilecek sihirli dokunuşları yapabilen bir teknik adam becerisi... Evet Fenerbahçe’nin güçlü bir kadrosu var ama sahaya yansıyan güçlü bir takım henüz çıkmadı, bu kafayla çıkacak gibi de durmuyor...
Pereira, Robin van Persie’ye forma vermek için yeniden 4-4-2 formatına döndü. Ancak bu şablonun deplasmanlarda kullanımı çok zor... Hele beklere aman ileri çıkmayın talimatı veren, Mehmet Topal’ı Kjaer-Ba ikilisinin arasına hapseden bir de hocanız varsa, kimse kimseyi kandırmasın bu kötü futbol böyle devam eder... Galibiyetler de birkaç yıldızın ustalığına kalır... Tıpkı dünkü gibi...
Fenerbahçe’de bir defa görev dağılımı yanlış... Bakıyorsunuz, savunmadan top çıkarma bilinçli veya bilinçsiz sürekli Nani ve Markovic’in üzerine yığılmış... Topal veya Souza’nın yapması gereken servisler bu ikiliye kalmış... Portekizli sürekli bölgesinin çok gerisinde topla buluşuyor. Böyle olunca ya hücuma çıkarken top atacak kimseyi bulamıyor, ya da olmadık yerde kaptırdığı toplarla kendi kalesinde tehlike yaratıyor. Bir de buna laubali oyunu eklenince dün sahada takımını adeta 10 kişi bıraktı. İlk yarı sonunda çıkacak ilk adamdı ama Pereira’nın kontenjanından oyunda kaldı. Sakatlanmasa maçı da tamamlardı!
Markovic hızlı ama devamlılık sorunu yaşıyor. Misafir sanatçı gibi. Bir çalım, bir pas atarım gerisine karışmam havasında... Böyle olunca da Kayserispor topa daha çok sahip oldu, son bölümde 10 kişi kalmasına rağmen Fenerbahçe’ye yine üstünlük kurdu...
Bir de takımın yaptığı 24 faule dikkat çekmek gerek. Eğer 70 milyon euroluk bir kadronuz varsa sahada faul alan taraf siz olmalısınız. Ama bu bozuk oyun düzeninde forvetler dahil herkes sürekli geri koşmak zorunda kaldığından taktik fauller kaçınılmaz oluyor. Yedi sarı kart da bunların faturası...
Kısacası F.Bahçe bolluk içinde yokluk yaşayan bir takım hüviyetinde. Un var, yağ var, şeker var, ama helvayı yapacak aşçı ortalıkta gözükmüyor... Bize de bu tatsız sofra kalıyor.