Fatih Terim ezeli rakibini o kadar iyi analiz etmiş ki, iki yabancı stoperini tribüne göndermekten çekinmemiş, Süper Kupa finali için Gökhan Zan-Semih ikilisini yeterli görmüştü. 6. yabancı olarak Amrabat tercihi, belki de günler önce belirlenen taktiğin bir ürünüydü.
Nitekim Amrabat, hazırlık maçları dahil savunmasının sağı her an kırılmaya müsait bir fay hattını andıran Fenerbahçe’yi en çok sıkıntıya sokan isimdi. Özellikle ilk devre mükemmel işler yaptı. Yorulup çıkana kadar Mehmet Topuz’un bölgesini kevgire çevirdi. Galatasaray’ın ilk yarım saat tempoyu fazla yükseltmemesi - bunda Selçuk, Hamit ve Sneijder’in etkisizliği önemli etkendi - Fenerbahçe’yi sanki başa baş oynuyormuş gibi gösterdi. Ancak 35. dakikadan itibaren sazı eline alan Galatasaray son düdüğe kadar maçın tek hakimiydi. Alves’in atılmasından sonra ise Fenerbahçe’nin gol yememesi ve oyunu uzatmaya kadar götürmesi mucize ile eşdeğerdi. Ancak Drogba’nın kafası adaletin tecellisi gibiydi.
Şurası bir gerçek ki, bu kadar formsuz ve hazır olmayan oyuncusu varken Fenerbahçe’nin bu tip maçların altından kalkması şimdilik çok zor. Ersun Yanal dönemi sonrası daha coşkulu, daha tempolu oynaması beklenen Fenerbahçe’nin bu kadar dağınık, yetersiz ve baştan savma oyun anlayışının izahı yok.
Bu takımı hemen her maç kalecisi ayakta tutacaksa,
Cristian’ın papatya falı gibi performansı böyle devam edecek, Türk Futbolu’nun belki de geleceği Salih kenarda unutulacaksa,
Alves ve Topal’ın dışında sorumluluk alan başka kimse olmayacaksa,
Böyle zengin bir orta saha havuzundan hem savunmayı rahatlatacak, hem ligin en kaliteli hücum hattına servis yapacak bir kurgu çıkmayacaksa,
Fenerbahçe taraftarı bu oyundan çok çabuk soğur ona göre...
Yorgun ve kondisyonsuz gözüken sarı-lacivertli ekibin Ersun Yanal’ın istediği altı hafta sonunda sahne alması tabii ki imkansız değil. Ancak büyük hedef ve umutlarla girilen sezonda şemsiyenin terse dönme ihtimali de bir o kadar yüksek.
Galatasaray’a gelince; onlar için fazla yoruma gerek yok. Kaldıkları yerden devam ediyorlar, unvanlarını da kolay kolay kaybedeceğe benzemiyorlar...