Teknik Direktör Cocu, Beşiktaş derbisinin ilk yarısındaki göreceli de olsa tempolu, presli, etkili futbolun büyüsüne kapılmış ki, Rize deplasmanına da aynı 11 ile çıktı... Muhtemelen yine aynı senaryonun yaşanacağını hayal etti.
Ancak Beşiktaş’a karşı Topal-Jailson ikilisi ile oynamak ne kadar mantıklıysa, topa daha çok sahip olunacağı, teknik kapasitesi ve becerisi daha yüksek oyunculara ihtiyaç duyulacağı besbelli bir maça iki ön libero ile başlamak o kadar korkaklıktı... Gençlik parolasıyla yola çıkılan bir sezonda hala Aatıf’tan medet ummak bir o kadar bu kulübün vizyonunu, gücünü hiçe saymaktı...
Ve Rize’de Cocu’nun balonu resmen patladı. Kısaca takke düştü, kel göründü...
Hollandalı hocaya sormak lazım; Bu Eljif’in, bu Ekici’nin, bu Barış’ın oynaması için ne yapması gerek... Ya da sahadakilerin bunlardan ne artısı var?
Hiç şüphesiz Fenerbahçe bu ligin en dertli, en sorunlu takımı... Takım demek ne kadar doğru ona da siz karar verin artık. Savunmada, orta alanda, forvette... Haftalardır ortada, kanatlarda, ileride ve geride takım oyunundan söz etmek kolay değil.
Sezon başından bu yana iyi niyetli ve özverili birkaç futbolcunun bireysel gayretleri ve becerileriyle mücadele ediyorlardı. Ne var ki böyle bir oyunda bireysel hatalar da göze batıyordu. Takımca dayanışma da yerleşmediğinden kopuk kopuk, akıcılığı olmayan, gel-gitlerle dolu bir Fenerbahçe izliyorduk. Rize’de de öyle bir ilk yarı yaşandı ki, tek kelime ile utanç vericiydi... Ayew’in direkten dönen topu dışında plansız, hesapsız, gamsız bir oyunun peşinden koşan Fenerbahçe, Samudio’nun önderliğinde taktiğini kusursuz uygulayan ev sahibini resmen seyretti... Ve soyunma odasına üç farklı şok bir skorla girdi...
İkinci yarıya sadece Aatıf-Frey değişikliği ile başlayan ve çift forvete dönerek maçı çevireceğini düşünen Cocu’nun bu dahice hamlesi tabii ki işe yaramadı. Ligde galibiyeti bulunmayan Rize’yi ayağa kaldıran Fenerbahçe, büyük bir hava ile girdiği sezonun fişini Eylül ayının sonunda çekti...
Başkan Ali Koç keşke Beşiktaş derbisinde “Bu takıma el at” diye bağıran tribünlere “Çok insafsızsınız. Beşiktaş’ı ezdik burada. Hala Başkan takıma el at diyorsunuz. Müsaade edin biraz” demek yerine bu takımı Cocu’dan daha iyi tanıyan taraftara kulak verseydi... Derbi beraberliğini kazanç, umut, yeni bir başlangıç görmeseydi...
Fenerbahçe için yenilgiden daha acı verici olan “Lefter Küçükandonyadis Sezonu”nda sarı-lacivertli ekibin figüran durumuna düşmesi... Bu anlamlı sezon ne yazık ki gelecek sezonun hazırlık kampına dönüştü...
Bu hazırlık dönemi herhalde Cocu ile devam etmez... Etmemeli de... Hollandalı hocayı göndermek için bir facia bekleyen Başkan Koç için dünkü sonuç herhalde bu kritere uygundur... Ama gelecek adına sadece Cocu’nun gitmesi yetmez... Asıl sorun büyük ağabey Comolli...