Fenerbahçe bol bol yan pas yaparak, kazandığı topu kendi savunmasıyla oyun merkezindeki Ozan Tufan-Mert Hakan trafiğinde çevirerek, böylece top kullanma yüzdesini elinde tutarak oynadı. Bu oyun eksik, yarım, etkisiz ve zevksiz bir oyundu.
Üstelik altı oyuncusu eksik, özellikle de ideal iki stoperi olmayan Kasımpaşa önünde...
Topla buluştuğunda çabucak oynayarak arkadaşına pas verme telaşı gösteren Fenerbahçeli oyuncular, rakip ceza alanına meşin yuvarlağı taşıma konusunda o kadar da becerikli değillerdi... Ama ilk yarıyı Thiam-Pelkas ikilisinin arkadaşlarının çok çok önünde olan kusursuz performanslarıyla 2-0 önde kapadılar... Üstelik tek bir pozisyon vermeden...
Sezon başından beri ısrarla altını çiziyoruz; “Pelkas asla bir kanat oyuncusu değil. Forvet arkası onun için en verimli yer olacaktır” diye... Dün gece Yunanlı deyim yerindeyse her yerdeydi. Enerjisi, çalışkanlığı, sürekli arayış halinde olması alkışa değerdi. İki gole katkı verdi. Yetmedi Kasımpaşa hücumlarını kesti...
Yine tipik bir santrfor olan, kanat forvet rolüne asla alışamayan Thiam da “benim gerçek yerim ileri uç” der gibiydi... Yakaladığı iki pozisyonu da gole çevirdi... “Sanırız bu iki oyuncunun dünkü görüntüsü Erol hocaya ışık tutmuştur” diye düşünürken, ikinci yarı Samatta oyuna girince Thiam yine kendini kanatta buldu... Sonra da ne hikmetse kulübede...
Novak ve Caner’in yokluğunda sol bekte görev alan Sadık çok fazla sırıtmadı. Belki ofansif katkısı olmadı ama asli görevinde başarılıydı. Hastalıktan yeni çıkmasına rağmen Gustavo da stoperde hatasız temiz oynadı. Ozan Tufan ve Mert Hakan ise bir türlü vites artıramadı, durağan oyunları takımın da temposunu etkiledi. Sinan sol açıkta istekliydi ancak uzun süre oynayamamanın sıkıntılarını yaşadı. Düşüncelerini ayaklarına yansıtamadı.
Bu arada bir parantez de Valencia için açmalıyız... Fenerbahçe’yi ileri götürmesi gereken Valencia tam tersi yüzünü sürekli kendi kalesine dönüyor. Ne çizgiye iniyor, ne dripling yapıyor, ne adam eksiltebiliyor. Bu haliyle forma ona biraz lüks kaçıyor. Fenerbahçe ilk yarıda elde ettiği skorun rehaveti ile ikinci yarı Kasımpaşa’nın üzerine gelmesine izin verdi. Orta alan top tutamayınca Erol hoca çareyi Sosa-Mert Hakan tercihinde aradı. Nitekim yürüyürek oynasa bile Sosa bir çok şeyi Mert Hakan’dan daha iyi yaptı. Ardından Erol Bulut, Cisse ve Ferdi’yi de sokarak geriye yaslanmaya başlayan takımını biraz daha ileriye itmeye çalıştı. Ferdi’nin üçüncü golü ile de istediğini aldı...
Fenerbahçe onca formsuzluğa, hastalıklara, sakat oyuncularına rağmen hak ettiği bir galibiyet elde etti. Ocak ayı yoğun maç trafiği nedeniyle zirve yarışındaki takımlar için kırılma dönemi olabilir. O yüzden sonuca gitmek her şeyden daha önemli.
Maçın hakemine gelince; Halis Özkahya bütün takdir haklarını ev sahibinden yana kullandı. Sinan’a Yusuf tarafından yapılan net penaltının, geride kalan maçlarda çalınan penaltılar göz önüne alındığında çalınmaması, VAR’ın bu pozisyonu es geçmesi çifte standardın, adaletsizliğin daniskasıydı...