Lokomotiv Moskova karşılaşma öncesi tam bir soru işaretiydi... Beşiktaş maçlarından herkes bir fikir sahibiydi ama üç aydır topa ayak vurmamış bir takımdı Kadıköy’e gelen... Tam bir bilinmezlik yani...
Doğal olarak Fenerbahçe ilk beş dakika Ruslar’ı şöyle bir tarttı, gücünü ve yapabileceklerini test etmeye çalıştı... Baktı ki ayarında değil ufak ufak vites artırmaya başladı... Ama ne artırma... Ritmini daha bulamamış Lokomotiv kalesini nasıl koruyacağını şaşırdı...
Tam da Vitor Pereira’nın sezon başında vaat ettiği Fenerbahçe sahadaydı... Orta saha her topa basıyor, iki bek Caner ile Gökhan bindirmeleriyle rakibi resmen sindiriyordu.
Kısacası taktik plan harikaydı... Fenerbahçeli oyuncuların görev sadakati de aynı şekilde. Kimseye bir şey söylemek, burun kıvırmak mümkün değildi. Ancak kabul etmeliyiz ki iyi oyunlarına rağmen bazı isimlerin hünerleri yine yetmedi.
Bu kusursuz oyundan sadece Gökhan Gönül klasıyla oluşturulan bir gol çıktıysa buna Ozan Tufan, Mehmet Topal ve Souza üçlüsünün son hamle kararlarındaki yanlışları yol açtı... Hemen her seferinde hatalı tercihlerle Van Persie’nin kusursuz boşa çıkışlarını, savunmanın ölü noktalarındaki yer tutuşlarını çöpe attılar...
Galiba hocanın bir gün önce kadrosuyla ilgili yaptığı “Kalite başka bir şey, sayı başka bir şey. Nicelik ve niteliği ayırmamız gerekiyor. Önemli olan oyuncuların kalitesi” yorumu işin net özetiydi... Nani, Caner ve Gökhan’ın beceri, yaratıcılık ve kalitesine ulaşan başka isim ne yazık ki bu takımdan çıkmıyor...
İkinci yarı da değişen bir şey yoktu... Fenerbahçe heyecan verici futbolunun üzerine biraz daha koydu... Ancak meşin yuvarlağı günün başarılı ismi kaleci Guilherme’nin koruduğu iki direk arasından geçirmekte yine zorlanıyorlardı... İş yine Souza’ya kaldı. Brezilyalı ilk goldeki gibi kurnazlığının meyvesini yine arka direkte aldı ve turun kapılarını açtı...
İnsan bu kadar coşkulu, tempolu, bol pozisyonlu gecenin bu kadar düşük bir skorla kalmasına ister istemez üzülüyor... Ustalığın ne kadar önemli bir meziyet olduğunu anlıyor, hayıflanıyor...
Yine de işler kötü gittiğinde “Allah yarattı demeden” nasıl kıyasıya eleştiriyorsak; dün gece için alkış ve kutlama boynumuzun borcu! Hem hocaya, hem tüm takıma...