Ediz Sırapınar

Ediz Sırapınar

ediz.sirapinar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Maçı izlemeyenler 2-2’lik skoru öğrendiklerinde “Bu Fenerbahçe’den daha fazlası beklenmez kardeşim” diyebilir, üstüne “Zaten ne oynuyorlar ki” diye de ekleyebilirler... Ancak Kadıköy’de işin rengi çok da öyle değildi... Gençlerbirliği karşısında Fenerbahçe bir maçı kazanmak için ne gerekiyorsa onu yaptı...
Özellikle ilk yarıda neler yoktu ki sarı-lacivertli ekibin “futbol sepeti”nde...
Tempo vardı... Baskı vardı... Arzu vardı... Üretim vardı... Özgüven ve hırs ise tavandı... Yardımlaşma harikaydı...
Geçmiş haftalara oranla çok daha bilinçli, çok daha gayretli, çok daha enerjiktiler... Ciddi eksiklere rağmen haftalar sonra “Fenerbahçe gibi” oynuyorlardı...
Aatıf saplantısından kurtulan Aykut Kocaman’ın Valbuena ile başlaması tüm bu güzelliklerin ilk habercisi oldu...
Valbuena ve Alper, göbekten rakip savunmayı her fırsatta zorladı, iki bek; Isla ve Hasan Ali de hücuma sürekli katkı sağladı... Fernandao’nun yerine ilk 11’de yer alan Soldado da hücum organizasyonlarında iyi bir bağlantı noktasıydı... Bu etkili oyunun karşılığında iki topu direkten dönen Fenerbahçe birçok pozisyon da buldu... Kısacası sürekli öne oynamaya çalışan bir Fenerbahçe karşımızdaydı... Hatta Kocaman’ın son günlerde hakemlere yönelik eleştirilerini doğrularcasına Mete Kalkavan, 26. dakikada Issah’ı ikinci sarıdan atabilme cesaretini gösterse çok daha farklı bir maç ortaya çıkabilirdi... Kalkavan’ın yapamadığını Ümit Özat iki dakika sonra yaptı ve oyuncusunu kenara alarak devre bitmeden 10 kişi kalmaktan kurtuldu...

Haberin Devamı

Her şey yolunda giderken devrenin sonunda Fenerbahçe’nin bu sezon kâbusu haline gelen bireysel hatalar zincirine bu kez Dirar yeni bir halka ekledi. Ani gelişen Gençlerbirliği atağında Volkan ile anlaşmazlık yaşayan Faslı oyuncu kafayla kendi ağlarını havalandırdı...
Bu gole rağmen Fenerbahçe’nin oyun akışında, oyun üstünlüğünde bir sıkıntı olmadı... İkinci yarının başlama düdüğü ile birlikte yüklenen ev sahibi Alper ile eşitliği sağladı, rüzgarı arkasına alarak kısa sürede Dirar ile öne geçmeyi de başardı... Herşey kontrol altındaydı...
Tribünler skorun artmasını beklerken, bu kez de Mehmet Topal’ın hatasıyla konuk takım skora denge getirdi...
Enerjisi bir anda düşen Fenerbahçe uzun bir süre reaksiyon gösteremedi... Aatıf ve Eljif Elmas değişiklikleri ile yeniden ayağa kalmayı denese de sonuç gelmedi.... Açıkcası böyle bir geceden iki puan bırakarak ayrılmak kelimenin tam anlamıyla “şanssızlık...”
Galiba Fenerbahçe’ye mutlu olmak haram...
Kalite sorunu, hakemler, kötü yönetim, yetersiz kadro... Hepsi bir kenara...
Önce bir kurşun döktürmek gerek... Sanki kulübün üzerinde büyük bir uğursuzluk hakim!