Bursaspor ile oynuyorsun böyle... Beşiktaş ile oynuyorsan böyle... Celtic ile oynuyorsun böyle... Akhisar Belediye ile oynuyorsun yine böyle... Maçın belirli bölümlerinde rakibe top göstermeyeceksin, rahat rahat pozisyona gireceksin, golleri bulacaksın... Ama korku, sıkıntı, panik her türlü felaketi de aynı doksan dakika içinde yaşayacaksın. Kısacası hep aynı film...
Oysa sezon başından bu yana oyununu oturtamayan, coşkusu ve fizik gücü hiç de kendisine yakışmayan Fenerbahçe ilk yarıda geleceğe yönelik küçük de olsa pırıltılar saçmıştı. Futbolda sistemlerin, rakamlara göre kurulan 11’lerin veya belirlenen taktiklerin çok da önemi yok aslında. Eğer hızınız, mücadele gücünüz, isteğiniz ve arzunuz üst düzeyde değilse ha 4-3-3, ha 4-4-2, ha 3-5-2 oynamışsınız nafile... İşte sarı-lacivertliler ilk yarıda hızını biraz artırınca, hücumda pres yapınca, ikili mücadelelerde ayakta kalmayı başarınca ne savunma zaafları ortaya çıktı, ne de tribünlerin tadı kaçtı. Kaleci Volkan bir iki geri pas dışında ortalıkta gözükmezken, Fernandao’nun iki golüyle F.Bahçe devreyi güle oynaya önde kapadı... İkinci yarı ise o malum hastalık hortladı. Takım temposunu kaybetti, duran top karşılama zaafı bir kez daha baş gösterdi. Önce Diego’nun sebebiyet verdiği penaltı, ardından Volkan’ın boşa çıkışı mucize bir geri dönüşü gerçekleştirdi. İnanın bu senaryoyu devre arasında Akhisarlı oyunculara anlatsalar hepsi güler geçerdi.
Pereira skor 2-2’ye gelince orta sahayı canlandırmak, yeniden oyuna hükmetme adına önce Diego ve Meireles’i, Ozan ve Souza ile ardından Alper’i Van Persie ile değiştirdi. Gelin görün ki bu hamle işe yaramadı, Bursa ve Antalya önünde şapkadan tavşan çıkaran Fenerbahçe iki puana “güle güle” dedi...
Muhtemelen zaten sıkıntılı günler geçiren F.Bahçe’nin huzuru biraz daha kaçacaktır. İşlerin rayına oturması için düzelmesi gereken o kadar çok şey var ki... Mesela Van Persie krizi. Evet Fernandao daha ihtiraslı. Yılmıyor, kovalıyor ve atıyor. Ancak Hollandalı da asla yan rolleri kabul edecek bir isim değil.
Fenerbahçe top rakipteyken iştahlı ama top ayağına geçtikten sonra yaratıcılık biraz daha artmalı, güçsüzlük sorunu halledilmeli... Hangi mevkide oynarsa oynasın takıma gram katkısı olmayan Diego’daki ısrardan hoca bir an önce kurtulmalı. Defans kurgusu yeniden gözden geçirilmeli. Yoksa bütün o büyük hedefler kısa sürede yalan olacak sanki...