Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi hayalleri bir kez daha yıkıldı...
Peki nasıl yıkıldı hayaller? Benfica süper bir takım mıydı?
Yoo... Fenerbahçe iki maçta da sezon başından bu yana alarm veren savunmasının kurbanı oldu... Buna bir de Phillip Cocu’nun dün geceki yanlış tercihleri eklenince zaten sarı-lacivertli ekibin makus talihini döndürmesi zordu...
Halbuki dün gece Kadıköy’de sarı-lacivertli ekibi tura taşıyacak mükemmel bir atmosfer vardı ancak yanlış ilk 11 kurgusu bu silahı bize kullandırmadı. Cocu ne hikmetse Bursaspor maçında sahanın en iyi ismi Barış’ı kulübede oturtmuş, geldiği günden bu yana yarardan çok bu takıma zararı dokunmuş Valbuena’yı sahaya sürmüştü. Bununla kalmamış 1-0 kaybettiği ilk maçtan sonra hücum gücü yüksek bir takım kuracağı yerde Alper Potuk’u Soldado’ya tercih etmişti.
Nitekim Fenerbahçe bu hatalı kurgunun faturasını ağır ödedi.
Benfica ilk düdükle birlikte sanki kendi sahasında oynuyormuş gibi orta saha üstünlüğünü ele aldı, elini kolunu sallaya sallaya bazen 5, bazen 6-7 adamla Fenerbahçe kalesine yüklendi. Ve turu garantiye alacak golü de göstere göstere buldu...
İstediğini alan Benfica’nın frene basmasıyla rakip kalede biraz daha fazla gözükmeye başlayan Fenerbahçe devre biterken Alper ile umutlandı. Ancak ne hikmetse Cocu sanki tüm planları tıkır tıkır işliyormuş gibi 63. dakikada kadar oyuna müdahale etmeye gerek duymadı. Bu dakikada Soldado ve Barış hamlesi gelse de atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmişti...
Aslında Benfica maçları Fenerbahçe’nin gerçek yüzünü bizlere gösterdi. Sezon başından bu yana gereksiz yere şişirilen sarı-lacivertli ekibin lastiği erken patladı. Biri bin yaparsak, abartmaları şımartma noktasına kadar getirirsek, bu kadar kolay beğenirsek, şansın yardımıyla gelen galibiyetleri görmezden gelirsek ülke olarak böyle hayal kırıklıklarını yaşamaya devam ederiz.
Fenerbahçe, Ayew, Barış, Slimani gibi iyi transferler yapmış olsa da çok fazla transfere ihtiyaç duyuyor. Örneğin iki maçta da hatalı goller yiyen Volkan Demirel hiç de güven vermiyor. Bu takımın maestrosu olması beklenen Giuliano’yu geldiği günden bu yana sadece penaltı atışlarında görüyoruz. Brezilyalı, oyunun dışında sevimli hayalet rolünde...
Valbuena deseniz asla bu takımı büyük hedeflere taşıyacak güçte değil. Fizik olarak dibe vurmuş durumda... Hazırlık maçlarının yıldızı Isla’daki düşüş göktaşı hızında... Hasan Ali ortalıkta yok... Neustadter savunmada hiç güven vermiyor... Böyle bir ortamda bu takımdan büyük şeyler beklenmemeli... Bir iki patlama dakikası dışında rakiplerine sahada üstünlük kuramayan, onları hiçbir şekilde hataya zorlayamayan, savunması bu kadar kırılgan olan Fenerbahçe umarız gereken dersleri çıkarır...
Ali Koç’un geldiği günden bu yana izlediği politikalara, attığı adımlara, çizdiği ufuklara saygı duymamak elde değil. Ama bu takımın UEFA Avrupa Ligi ile Süper Lig’de de ağzının tadının bozulmaması için ciddi tedbirler almak, gerçekleri görmek şart...