Lider Galatasaray’ın üç puan bıraktığı, Beşiktaş’ın sahasında takıldığı bir haftada Fenerbahçe için “bulunmaz Hint kumaşı” gibiydi Sivasspor...
Alınacak bir galibiyet, gidip-gelmeleri alışkanlık haline getiren, kariyerini Başkan’a zimmetleyen hem Teknik Direktör Aykut Kocaman’a önemli bir kredi olacak, hem de özgüveni dibe vuran sarı-lacivertli takıma yeni bir başlangıç sağlayacaktı...
İşin açıkcası asıl hedef iyi futboldan çok tekrar şampiyonluk yarışına katılmaktı...
Aynen de öyle oldu... Hızlı, atak, hareketli bir Fenerbahçe vardı sahada...
Ruhsuz, bitkin dolaşmak yerine rakibi ısıran, Mehmet Topal-Souza ikilisi ile Sivasspor’u orta alanda karşılayan, ön bölgedeki presle direkt kaleye gitmeye çalışan bir takım izliyorduk... İlk kez forvet arkasında görev yapan Giuliano o beklenen 10 numara katkısını sağlayamasa da geçmiş maçlara oranla daha verimliydi... Ancak tüm artılara rağmen kalite eksikliği ve aşırı telaş üretkenliği engelliyordu...
Takımın rakip ceza alanına belki de en kalabalık geldiği bir pozisyonda Dirar skor avantajını getirdi... Bu golden sonra devre bitimine kadar topa daha çok sahip olmak isteyen bir Sivasspor gördük. Nitekim ilk yarının son saniyesinde yüzde yüz bir golü kaçırdılar... Aynı anlayışla girdikleri ikinci yarının hemen başında eşitliği sağladılar...
Bu gol hem kulübede, hem tribünde, hem de takım üzerinde şok etkisi yaratsa da krizden çabuk çıkıldı... Aykut Kocaman’ın zamanında yaptığı Soldado hamlesi oyunun tüm seyrini değiştirdi. İspanyol topla ilk buluşmasında şeytanın bacağını kırarken kendisini gecenin kahramanlığına soyunduran perdeyi de aralıyordu... Sivasspor’un 10 kişi kalmasıyla iyice rahatlayan Fenerbahçe, 20 dakikada hat-trick yapan Soldado ile sezon başından bu yana beklenen patlamanın fitilini ateşledi sanki...
Bu galibiyet ile Fenerbahçe’de her şey güllük gülistanlık olmadı tabii... Fenerbahçe’nin insanları kahretme nedeni mevcut potansiyelin bir türlü sahaya inmemesiydi. Olup da işe yaramayan şey çıldırtıyordu herkesi! Bu yeteneksizlikten miydi, kötü niyetten mi, bu saatten sonra önemi kalmadı...
Bir lastiği patlak, bir lastiği inik Fenerbahçe erken otoparka girmek istemiyorsa hem bu iştahını, cesaretini korumalı hem de asıl itici gücü olan taraftarına kavuşmalı... Bu takım en hayati eksiği olan seyircisini de yanına alabilirse bu lig daha şenlikli geçebilir...
Fenerbahçe şu ana kadar iki kişi eksik oynuyordu... Biri taraftar, biri başkandı...
Başkan Osmanlıspor maçı sonrası başlayan krizi iyi idare ederek yeniden sahalara döndü... Sıra Fenerbahçelilere geldi...