İki kulüp arasında aylardır devam eden gerilime rağmen, sahada hem Fenerbahçe’nin, hem de Trabzonspor’un sadece futbol oynamak istemeleri hakikaten alkışa değerdi. Dışarıya kulaklarını kapadılar, her türlü kışkırtmaya, tahrike rağmen sadece işlerini yaptılar. Kısacası dağ fare doğurdu. İyi de oldu. Fenerbahçe daha ağır basan taraftı. Her zamanki gibi kontrollü oyunun dışına çıkmadı. Trabzonspor’un her iki kanadı kusursuz kapatması, rakibini sürekli dar alana sıkıştırması sonucu beklentilerin aksine temposu düşük bir ilk yarı izledik. Mehmet Topuz’un duran toptan gelen golü Fenerbahçe’yi rahatlattı, ancak Trabzonspor’un planları aynı kaldı. Bırakın şampiyonluk şansını, play-off’u bile bir yenilgiyle tehlikeye atacak olan bordo-mavili ekip son 15 dakika hariç riske girmekten kaçındı. İkinci yarı 10 kişi kalan rakip karşısında santrfor çıkarıp orta sahaya takviye yapan Teknik Direktör Kocaman’ın bu hamlesinin ise tek bir karşılığı vardı; takımına güvenmemek. Galiba Bursaspor karşısındaki futbola Kocaman da inanmamış ki, böyle bir atmosferde takımı coşturmak yerine skoru korumayı tercih etti...