Kadıköy’de nefis bir futbol gecesine tanıklık ettik. Hem disiplin ve ciddiyet, hem coşku ve ihtiras vardı...
Fenerbahçe, yorgunluktan mı, zafer sarhoşluğundan mı bilinmez ama öylesine kötü başladı ki oyuna, Gençlerbirliği’nin golü adeta bağıra bağıra geldi. Bu bile sarı-lacivertli kramponlara bağlanmış zincirleri kıramadı. Taa ki haftalardır hiç tutukluk yapmayan, tam zamanında arkadaşlarını bir çalar saat gibi uyandıran Sow devreye girinceye dek... Senegalli öyle klas bir vuruş yaptı ki, tüm Fenerliler’in göz kenarlarındaki çapakları sildi...
Sonrası mı tam bir resitaldi... İkinci yarı rakibine baskı kurup inat ve ısrarla boğuşan bir takım, hem de o takımın bir parçası olarak parlayan yıldızlar sahne aldı... Teknik Direktör Aykut Kocaman’ın futbolcularına neyi istediğini artık daha iyi anlatabildiğini, bazı ilkelerini herkese benimsettiğini bariz bir şekilde görüyoruz. Ancak Kocaman’a iyi bir ilk 11’in değil de iyi bir yedek kulübesinin şampiyonluk için gerekli olduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım. Bazı oyuncuların hafif de olsa sallanması rotasyon eksikliğinden kaynaklı...
Yine de Fenerbahçe’nin hem Avrupa’da, hem de Süper Lig’de çok ekmek yiyeceğini, bir iki takviye ile taraftarına çok keyif vereceği kesin...