08.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ÜMİT AVCI - RÖPORTAJ
Avrupa, Partizan, Cedevita, Andorra gibi ekipleri devirerek adını finale yazdıran Frutti Extra Bursaspor’un başarısını konuşurken, coach Dusan Alimpijevic de Eurocup’ta yılın coachu seçildi. Bu ödülü kazanan en genç antrenör olarak da tarihe geçen başarılı çalıştırıcı, yaşadıkları mükemmel sezonu ve Virtus Bologna ile oynanacak final maçı öncesinde beklentilerini, MİLLİYET için dile getirdi.
‘Öncelikle bu genç coach olayının uzun yıllar sürebileceğini düşünüyorum’ diyerek söze başlayan Sırp çalıştırıcı, Sırbistan’da antrenörlüğe başladığımda da ligin en genç coachu idim. Sanırım bu uzun bir zaman, yaşlanana kadar böyle devam edecek. Basketbol bir takım sporu. Bu gibi ödüllerin takım başarısı ile gelebileceğini düşünüyorum. Çok iyi çalışan, arkamda ya da gölgemde değil, benimle aynı çizgide olan, çok başarılı bir teknik ekibe sahibim. Ve ne yazık ki onlara ödül verilmiyor. Ama olsa, onların da kazanacağına eminim. Bunun yanında çok iyi iş çıkaran bir idari kadroya sahibiz. Onların fikirleri ve güveni de bu noktaya gelmemde çok önemliydi. Bu ödülü almamdaki en büyük pay tabii ki oyuncularındır” dedi.
10 adım birden attık
Frutti Extra Bursaspor ile 3 yıllık kontratının olduğunu ifade eden Alimpijevic, “İlk yılda bazı hedefler koyduk. Frutti Extra’nın sponsorluğu ile daha ciddi hedefler koyduk. Çok daha ciddi bir organizasyon haline geldik. İlk planladığımıza göre, sadece 1 yıl içinde 1-2 adım değil, 10 adım attığımızı söyleyebilirim. Bu noktada en önemli hedefimiz, kendi ayakları üzerinde durabilen, finansal anlamda da kendine yetebilen istikrarlı bir kulüp olma yönündeydi. Bu açıdan da istikrarlı bir şekilde hedefe doğru yürüdüğümüzü söyleyebilirim. Bundan 1-2 yıl önce Bursa dendiğinde basketbolda akla sadece Tofaş gelirdi. Şimdi Frutti Extra Bursaspor ve Tofaş geliyor. Bu da bizim için çok önemli” diye konuştu.
Bakışımız değişti
Bu sezon basamakları çok hızlı çıktıklarını hatırlatan 36 yaşındaki çalıştırıcı, “Geçen yılı bitirdiğimizde, kulüp yönetimi ile görüştüğümüzde, hedef büyütmemiz gerektiğini, kümede kalmak değil, Play-Off’u kovalayan bir takım olmamız gerektiği konusunda görüş birliğine vardık. Bu sene en önemli şey, bakış açımızı değiştirmiş olmamızdı. Örneğin Fenerbahçe BEKO’yu yendik... Bu da düşüncelerimizi farklılaştırma, büyük düşünebilme şansı tanıdı bize” diyerek gelişimlerinin kaynağını açıkladı.
Her şey eşit demektir
Virtus Bologna gibi yıldızlar topluluğu bir kadro ile oynayacakları finali de yorumlayan Sırp çalıştıcırı, şu ifadeleri kullandı: Bizi finale getirene kadarki oyunumuzla kendimizi kanıtladığımızı düşünüyorum. Ama tabii ki her maçın hazırlığı farklıdır. Bu bakımdan onlarla sezon içinde oynadığımız maçlardan farklı bir hazırlığımız olacak. Çünkü onlar da aynı takım değiller. Kadrolarına Hackett ve Shengelia gibi oyuncuları eklediler. Şu anda bile sadece Euroleague seviyesinde değil, orada ilk 8 içinde yer alabilecek bir kadroya sahipler. Biz, orada oynadığımız maçta müthiş bir mücadele göstermiştik. Takımımızdaki 12 oyuncumuzun da katkı verdiği bir maçla başa baş bir oyun ortaya koymuştuk. Şimdi Shengelia ve Hackett’ı da kadrolarına dahil ederek, karşılarına çıkacak tüm olumsuzluklara karşı adeta bir kalkan oluşturdular. Fakat şu asla unutulmamalı. Sahada maçlar 5’e 5 oynanıyor. Dolayısıyla 5’e 5 oynandığında her şey eşit demektir
İçlerindeki cevher çıktı
Allerik Freeman’ın ayrılığı sonrası takım olarak bu büyük kaybı hissetmeden yola devam ettiniz. Bunu nasıl başardınız?
“Freeman çok iyi bir oyuncu. Son derece skorer ve takıma çok büyük katkı sağlayan bir oyuncuydu. Tabii çok top kullanıyordu ve bu da onun çok kaliteli ve skorer bir oyuncu olmasından kaynaklanıyordu ve çok normaldi. O böyle bir oyuncuydu. Bu görüntüde takımdaki diğer oyuncular onun gölgesinde kalıyordu. Ama bunu kötü anlamda söylemiyorum. Onun CSKA Moskova’ya transferi sonrası takımdaki diğer isimler ön plana çıkmaya ve içlerindeki cevheri çıkarma fırsatı buldular. Takım kimliğini ön plana çıkararak, daha çok savaşarak, topu çok iyi çevirip paylaşarak bu önemli eksiği örtüleyip daha iyi, savaşçı bir takım haline geldik. Tabii bu noktada oyuncularımızın sahaya koyduğu karakterin de özgüvenle çok önemli bir seviyeye geldiğini göz ardı etmemeliyiz.”
- Onuralp Bitim’deki müthiş gelişimi gözlemliyoruz. Buna yorumunuz nedir?
“Benim düşünceme göre yerli oyuncular her ülke ve o ülke takımlarının kalbi konumundadır. Nerede görev yapmış olursam olayım bu gerçeğin bilincindeyim. Ben bir yabancı antrenörüm. Ben bir gün buradan gideceğim. Ancak buradaki Türk oyuncular kalıcı. Bu ülke onların ülkesi. Onlar iyi olduğunda ülkelerinde el üstünde tutulacaklarını bilmeliler. Ben daha önce Rusya’da da çalıştım. Orada da takımda ön plana çıkabilecek Rus oyuncuları monte etmeye geliştirmeye çaba gösterdim. Burada da aynı misyonu hayata geçirmeye çabalıyorum. Bu, Onuralp için de geçerli. Onlara güvenmeli ve sorumluluk vermeli. Ben buna inanıyorum. Tabii ki hata yapacaklar. Hatalar bu işin bir parçası... Coach olarak bizler de, hakemler de idareciler de bu işin içindeki herkes hatalar yapabilir. Ancak önemli olan bu hataları görüp, farkedip, minimize edebilmek. Onuralp bu anlamda çok yol katetti. Ona güvenimizi boşa çıkarmıyor. Bu sadece bizim kulübümüz için değil, TBF ve dolayısıyla Milli Takım için de çok önemli.”
Organizasyon başarısı
İşi bilenler direksiyonda
“Frutti Extra Bursaspor’u farklı kılan şey organizasyon açısından ileri görüşlü, donanımlı, işi bilen insanların direksiyonda olmaları. Kendilerini Bursaspor’a adamış olmaları büyük fedakarlık... Bizim en önemli hedeflerimizden biri gelecekte Türk basketbolunda söz sahibi olacak, Türk oyuncular yetiştirebilen bir kulüp olarak da sivrilmek. Sezer Sezgin, Nedim Yücel, Ömer Kızıl gibi figürler çok önemli. Beni bulan ve buraya getiren Nedim Yücel. Bana güvendi ve Bursaspor’da çalışmama olanak sağladı. Başkan her zaman yanımızda. Aynı şekilde Ömer Kızıl da sponsorumuz olarak bize her türlü kolaylığı, konforu sağlıyorlar.
Çok yeniyiz ama...
Bundan kısa bir süre önce Belgrad’daydık. Yöneticilerimiz, sponsorumuz da oradaydı ve diğer kulüplerde işlerin nasıl ilerlediğini, ne gibi tesislere sahip olduklarını, neler yaptıklarını gözlemlemek istediklerini söylediler. Örneğin oradaki tesisleri gezerken gördükleri sağlık odasını ve rehabilitasyon merkezini gördükten sonra sponsorumuz Ömer Kızıl’ın Bursa’ya döner dönmez tesislerimizdeki bir odayı yıkıp, sağlık ve rehabilitasyon merkezine dönüştürdüğünü, gerekli tüm teçhizatı konumlandırdığını görmek çok güzeldi. Yeniliğe çok açıklar ve daha da gelişmek için çaba gösterdiğimizi görmek ayrı bir keyif.”
O ortam kolay değil
Partizan’ı elemelerinin yılın sürprizlerinden birisi olarak görüldüğünü hatırlattığımız ve rakip takım taraftarının sesiyle antrenman yapmalarının bundaki etkisini sorduğumuz başarılı isim, “20 bin seyircinin olduğu bir tribün ortamında bulunmak öyle kolay bir iş değil. Hele bir de işin içinde Partizanlı taraftarlar varsa bu daha da zor. Bu bakımdan Sırbistan ve Türkiye’deki taraftarların diğerlerinden çok farklı etkisi olduğunu düşünüyorum. Elbette hazırlık sürecinde salonda bu seslerin yankılanıyor olmasının olumlu etkilerini maçta yaşadık. Mental hazırlık anlamında bize 100’de 100 etkisi olmasa da faydası oldu” yorumunu yaptı
Bursaspor'un yeri ayrı
Alimpijevic, Kızılyıldız’dan yetişen bir isim olarak Partizan’ı elemenin özel bir ifadesinin olup olmadığı sorumuza ise “İş iştir. FMP’de çalışırken, Partizan’ı yarı finalde yendiğimizde de benden mutlusu yoktu. Kızılyıldız’dayken Adriyatik Ligi’nde onları yendiğimizde duygularım farklı değildi. Bu işiniz tabiî ki. Ama işin içinde duygular varsa bu daha da önemli oluyor. Ama Frutti Extra Bursaspor ile yaşadığım da bu... Burada müthiş bir kimya oluşturduk. Bursaspor’un kalbimde ayrı bir yeri var. Sadece işim olduğu için söylemiyorum. Bursaspor’da farklı bir duygu hissediyorum. Burada özel bir kimyaya sahibiz. İdarecilerimiz, oyuncularımız, taraftarlarımızla birlikte çok farklı duyguları bir arada yaşadığımızı düşünüyorum” yanıtını verdi