30.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
BİLAL MEŞE / ÖZEL RÖPORTAJ
Usta gazeteci Şansal Büyüka, Süper Lig’nin bitimine üç hafta kala şampiyonluğunu ilan eden Fenerbahçe’nin bu büyük başarısını iki cümleyle özetledi:
Birincisi:
“İsyanın, direnişin adı Fenerbahçe.”
İkincisi:
“Bu şampiyonluk, başka şampiyonluk.“
Lafı uzatmadan, bu iki cümlenin açılımını istedik Usta’dan:
“Bu 19. şampiyonluk bir tarafa, 18 şampiyonluk bir tarafa... Bu şampiyonluk, hepsine bedeldir.”
Araya giremiyoruz bile!
* “Çünkü zincirleri kırıp, zirveye çıkan bir takım var ortada... Bunun içindir ki, ‘İsyanın, direnişin adı Fenerbahçe’... Kardeşim, üç yıl önce yaşanan travmaları anımsayın. Tüm bu travmalara karşı koyup, ayakta kalabiliyor ve bu takım şampiyon oluyorsa, buna ancak şapka çıkarılır.”
Fenerbahçe’yi bir orduya benzetiyor Usta:
* “Düşün; senin bütün ikmal yolların kesilmiş. Sana, ‘cephede savaş ve kazan’ diyorlar. Fenerbahçe’nin durumu bundan farklı değil. 3 Temmuz süreci patladı, bir haftada 4 banko oyuncusu gitti. Avrupa’dan men edildi, para musluklarının tamamına yakını kesildi. Başkan hapiste, yöneticiler ortada yok. Ve bu takım küllerinden yeniden doğdu. Bu üç senede iki lig ikinciliği, iki Türkiye Kupası, bir Avrupa Ligi yarı finali ve son olarak bir şampiyonluk kazandılar.”
Bu şampiyonluktan nasıl bir mesaj çıkıyor?
* “Fenerbahçe, dosta, düşmana, UEFA’ya, FIFA’ya, bu başarılarıyla şu mesajı verdi: ‘Kardeşim şike-mike bırakın bu işleri. Şampiyonluk benim genlerimde var’ dedi. Fenerbahçe tarihinin en önemli şampiyonluğu hangisi diye sorulursa, budur. Tarihler hep bunu yazacak.”
Bu tarihi şampiyonlukta kimi, nereye, nasıl koyacağız?
* “Futbolcular üç yıl işkence çekti. ‘Fener küme düşüyor, Avrupa’dan atılıyor, puanı siliniyor’ söylemleri hâlâ arşivlerde, yerini koruyor. Bu psikoloji ile mücadele etmek kolay mı? Fenerbahçe bunu yaşadı ve yarıştı. Ve tarihinin çok hak edilmiş bir şampiyonluğunu kazandı. Bu şampiyonluğa ‘hakemle’ diyemezsin, ‘şike’ ile diyemezsin. Tertemiz bir şampiyonluktur bu.”
Araya giriyoruz; kimi, ya da kimleri öne çıkaracağız?
* “Bu şampiyonlukta birinci sıraya camiayı koymalıyız. Bu seyirci gaz yedi, joplandı. 55 bin kadın maçı seyrediyor, 150 bin kişi stat çevresinde bekliyor. Böyle bir dinamiğe sahip olmak zor. 2 numaraya ne olursa olsun Aziz Yıldırım’ı koyuyorum. Yıldırım’dan nefret edebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz, ama böyle bir duruşu sergilemek her baba yiğidin harcı değil. İnanılmaz dik durdu. Aziz Yıldırım’a bir sürü eleştiri yöneltiyoruz. Üçe Ersun Yanal’ı koymalıyız.”
Niye Yanal’ı üçe koyuyorsun ağabey?
* “On ay önce Yanal, ‘Fenerbahçe ile prensip anlaşması var, ama anlaşma yok. Eğer hoca olursam ben bu Fenerbahçe’yi uçururum’ dedi. Adam yapacaklarını on ay öncesinden söyledi. Dördüncü unsur elbette futbolculardır.
Sezonun bitmesine üç hafta var, şampiyonluk geldi, ama Yanal’la yinelenen bir sözleşme yok:
* “Ersun Yanal için söz, sözleşmeden daha önemli. Yanal’a ‘devam edelim’ diyen yok. Ama Ersun Yanal banko Fenerbahçe’de. Yıldırım içeri girse de, dışarıda kalsa da Yanal kalacak.”
Ağabey, Sivas maçı sonrası ayrılık rüzgarları esti, hatırlarsınız:
* “Evet, doğru... Bir ayrılık rüzgarı esmedi değil. Hatta Yanal, malzemelerini bile toplamıştı.”
Ne oldu da kaldı?
* “Araya Divan Kurulu üyesi Yüksel Çağlar girdi. Bu şampiyonluğun gizli kahramanlarından biri de odur. Hem başkanın, hem de Yanal’ın üstünde kırılamayacak hatırı vardır ve onları ikna etti. Ersun hoca ile konuştuğumda şunu gördüm. Yıldırım’a çok büyük bir saygısı var. ‘Bu şampiyonluk benim CV’im için büyük bir başarı. Ancak en az kendim kadar Yıldırım için sevindim’ dedi.”
Başkan kutlamalarda gözyaşlarını tutamadı:
* “Uğuruna hapis yattığın bir takım şampiyon oluyor. Oyuncular Yıldırım’a koşuyor. Herkes ağlar, Yıldırım da ağlar. Aziz Yıldırım ne kadar sert, ne kadar yumuşak bu tartışılır. Gözyaşı da ayıp değil. İnsani erdemlerden biridir.”
Usta, Fenerbahçe camiasının büyük bir sivil toplum örgütü olduğu belirtiliyor:
* “Bağdat Caddesinde 500 bin kişi yürüyorsa, Anıtkabir’e yüz binlerce kişi gidiyorsa, seyircisiz maçında kadınlar ve çocuklar bütün stadını dolduruyorsa, biletlerin iki saatte bitiyorsa, aynı maçta dışarıda 150 bin kişi varsa, şike sürecine rağmen böyle bir direniş sürüyorsa, evet, dünyanın en önemli sivil toplum örgütü olduğunu kabul etmek gerekiyor.”
Galatasaray, yıllardır alışık olmadığımız bir kutlama mesajı gönderdi Fenerbahçe’ye:
*“Hiçbir Galatasaraylı, Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu görmek istemez. Ama tahammül etmek ve takdir etmek lazım. Bugüne kadar hiç yapılmadığı için garipsiyoruz. Ama çok hoşuma gitti. Bu hafta içinde önce Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın açıklamaları, ardından da Galatasaray’ın kutlaması bana göre seviyesi yerlerde olan açıklamaların ardından gönüllere su serpti. Artık iyileri beslememiz, kötüleri kurumaya terk etmemiz lazım.”
Usta’ya, Sarı-Lacivertli futbolcuların kutlamalara çıktıkları tişörtlerindeki, “Mayıslar sizin olsun, biz nisanda şampiyonuz” sözünü sorduk:
* “Birbirini kırmadan dökmeden birbirine takılabiliyorsan bunda bir sakınca yok. Adnan Polat da saat göstermişti. Güzel bir espriydi. Takımlar böyle birbirlerine takılsınlar. Biz küfür, kavga olmasın diyoruz. Bu takılmalar olmazsa futbolun zevki kalmaz.”
Yeniden rotayı saha içine çevirdik, Usta’dan takım içinden bir kare as yapmasını istedik, kantarına ilginç isimleri çıkardı:
* “Fenerbahçe’de yedekler de dahil görevini yaptı. Bana kare as yap dersen, Caner’i, Gökhan Gönül’ü, Mehmet Topal’ı ve sadece Bekir İrtegün’ü koyuyorum.”
Yüzde 55 Galatasaray
Trabzon maçı Şampiyonlar Ligi’ne kimin gideceğini belirler. Ben Beşiktaş-Kasımpaşa maçının Kartal adına çok zor geçeceğini düşünüyorum. Ama Galatasaray’ın Trabzon maçı daha zor. İkincilikte yüzde 55 Galatasaray, yüzde 45 Beşiktaş diyorum
Şampiyon belli oldu. Süper Lig’in bitimine üç hafta kala, Devler Ligi’ne gitme adına Galatasaray ve Beşiktaş arasında kora kor mücadeleye tanıklık edeceğiz. Galatasaray, Elazığspor engelini hakem hatalarına karşın üç puanla geçerken, Beşiktaş, Sivas’ta hem fark yedi, hem de şoka girdi.
Sözü burada Usta’ya bırakıyoruz:
* “Bu sezon gördüğüm en net bir kaç hakem hatasından biriydi. Verilmeyen bir penaltı ve kırmızı kart var. Maçın sonucunu etki etmekse ancak bu kadarı olur. Maça gelecek olursak, Galatasaray’a inanamadım. Sonuçta rakip bir eksik kalmış, ancak son 20 dakikada maçı tek kaleye çeviren bir Elazığ vardı. Bir fazla oynarken, skor olarak öndeyken bu kadar baskıyı nasıl yersin kardeşim? Ama şurası çok net. Elazığ oynadı, Galatasaray kazandı. Bu, Galatasaray’ı direkt Şampiyonlar Ligi’ne götürebilir.”
Avantaj Aslan’dan yana yani...
* “Düne kadar avantaj Beşiktaş’taydı. Şimdi Galatasaray’da. Tamam bir puan önemli değil. Bir berabere kalsan, rakip kazansa sen geriye düşüyorsun. Ama ikili averaj da Galatasaray’da. Trabzon maçı Şampiyonlar Ligi’ne kimin gideceğini belirler. Ben Beşiktaş-Kasımpaşa maçının Kartal adına çok zor geçeceğini düşünüyorum. Ama cezalıları dönüyor. Kasımpaşa maçı zor. Fakat Galatasaray’ın Trabzon maçı daha zor. ikincilikte yüzde 55 Galatasaray, yüzde
45 Beşiktaş diyorum”
Almeida farkı!
‘Ben Şampiyonlar Ligi’ne gitmek istiyorum’ diyorsun, tek golcü ile oynuyorsun. Bu golcün 10 haftadır
gol atamıyor. Beşiktaş olarak nasıl kazanıp, nasıl gideceksin Avrupa’ya?
İbreyi Beşiktaş’a çevirdik, eksiklerle gittiği Sivas’taki farklı mağlubiyeti tartıştık Usta’yla:
* “Elbette 4 oyuncunun yeri dolmadı. Kabul edelim ki Beşiktaş rakipleri kadar geniş bir kadroya sahip değil. Ama bu mazeret olamaz. Kaldı ki Beşiktaş maça iyi başladı. İlk yarım saat 2 farklı üstünlüğü yakalayabilirdi. Ama ‘Ben Şampiyonlar Ligi’ne gitmek istiyorum’ diyorsun, tek golcü ile oynuyorsun. Bu golcün 10 haftadır gol atamıyor. Nasıl kazanıp nasıl gideceksin Avrupa’ya?
Bilic, Almeida’ya bir türlü alternatif oyuncu çıkaramadı. Bu eksikliği daha önceden göremez miydi? Yani ara transferde yeni bir golcü alması geremez miydi?
* “Bilic’i beğeniyorum. ‘Almedia’nın alternatifini düşünmedi’ dersen haklısın. Ama bakıyorsun, Ömer Şişmanoğlu geldi, sakatlandı. Mustafa Pektemek iki maç dirildi, sonra yok ortada. Alternatifin yok. Devre arasında bulsalardı keşke, ama kim iyi golcüsünü verir? Beşiktaş şunu yapabilirdi. Almeida’nın yanında dağıtan, hırpalayan bir Eneramo devam edebilirdi. Eneramo çok büyük golcü değil, ama defansı darmadağın ediyor. Almeida verimsiz.”
Bu kadar negatifliğe karşın,
hâlâ yarış içinde olmaları ilginç
değil mi ağabey?
* “Beşiktaş’ta oyunu geren, çamurluk yapan oyuncu bulamazsın. Bu yüzden başarılı olsunlar istiyorum. Futbolun bir gerçeği var, savaşacaksın. Yüreğin ile oynamazsan ekmek yok. Fırıncı bile ekmek vermez.”
Lafı, stada getirdik. Yönetim, yeni sezonda maçları İnönü’de oynamak için bir dizi alternatifleri masaya yatırdı ağabey:
*“Aklın yolu bir. Ağustos’ta lig başlayacak. Statta iki tribünü bitir. Soyunma odalarını yap. Çimi yap. İnşaat devam eden yerlere de panolar çek. Buralara reklam al ve birinci maçına İnönü’de başla. Başkan müthiş çalışıyor. Ancak Ağustos ayında o stadın bitmesi fizik kurallarına aykırı. Mucize yaratıyorlar. Bu kulüp kredi almadı daha. Benim aklım ermiyor Bilal. Kim veriyorsa parayı helali hoş olsun. Önce ağırlığı iki tribüne verin. 20-25 bin seyirci yeter. Üç ay sonra da öteki tarafı tamamlarsın bitirirsin stadı. Kapalıyı, numaralıyı yap. İki kale arkasını pano ile kapat. Reklam al, milyon dolarlar kazan...İddia ediyorum, Beşiktaş, maçlarını sahasında oynayabilseydi, zirveyi kolay kolay bırakmazdı.”
Yabancıların gidişi faydalı
Söyleşimizde Trabzon’u es geçemeyiz. Hami Mandıralı’nın ekibi dördüncü sırada Avrupa’yı hedefliyor. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun, “Şu kötü ligde ikinci olup, Şampiyonlar Ligi’ne gidememek çok üzücü” sözlerin anımsattık:
* “Şurası çok net, normal genel kurul sonuna kadar bu başkana ve yönetime sabır göstersinler. Seçim sürecine kadar görevini yapsın. Başkanın o ifadelerine katılmıyorum. Çünkü bizim ligimiz kötü bir lig değil. İyi bir lig oynadık. Trabzon, Şampiyonlar Ligi’ne bu kadar kayıpla zaten gidemezdi. Çünkü çizgiyi tutturamadı. Son 4 maçta iyiler. Hocayı kandıran yabancıların gidişi takımın yararına oldu.”
Kriz hocası Karaman’dır
Ligin dibi karışık, karanlık, ağabey:
* “Antalya-Elazığ maçı var. O maç berabere biterse. Kayseri, Antalya, Elazığ düşer. Yenen umuda yolculuğa devam eder. Erciyes’i ayırıyorum.Çünkü, Erciyes, iki maçı üst üste kendi sahasında oynayacak. Bu önemli bir avantaj. Ayrıca kriz takımlarının en önemli ismi Hikmet Karaman’dır. Ersun Yanal’ın büyük takım çalıştırmasını isterdim oldu. Hikmet Karaman’ın da bunu yaşamasını istiyorum. Merak ediyorum ne yapabilir diye. Ve başarılı olacağını düşünüyorum.”
‘Arda’ya tapıyorlar’
Usta, geçtiğimiz hafta İspanya’ya gitti yakın dostlarıyla...A.Madrid - Chelsea maçını izledi.
* “Arda’ya tapıyorlar. Ben abartan bir insan değilim. Atletico-Chelsea oynuyor, tribündeyiz. Gördüğüm en ateşli seyircilerden biri Atletico seyircisi. Arda kulübede ve sakatlıktan sonra 20 dakika idman yaptı. Arda oyuna girecekti. Gök gürültüsü gibi kıyamet koptu. 55 bin kişi bir anda ayağa fırlar mı? Daha sonra başka bir oyuncu girdi. Çıt çıkmadı. Real Madridliler, Chelsea’nin kazanmasını istiyorlar. Yani orada da rekabet var. Ama Real Madridliler, Arda’nın kendi takımlarında olmasını da istiyorlar. Hem kendi takımına hem de Real Madridlilere bile kendini kabul ettirmiş Arda. Gurur duymamak elde değil arkadaş.”