20.07.2018 - 02:30 | Son Güncellenme:
ÜMİT AVCI - YORUM
Fenerbahçe’nin basketbolda başını alıp gittiği günlerde, ezeli rakiplerinde yaprak kıpırdamıyor. Kısa süre önce Avrupa ve lig şampiyonlukları yaşayan, finaller oynayan kulüplerin potadaki hali sadece taraftarlarının değil, tüm basketbol camiasının canını sıkıyor.
Türk Basketbolu, son yıllarda Fenerbahçe’nin Euroleague’de, Galatasaray’ın Eurocup’ta, Beşiktaş’ın Eurochallenge Cup’taki şampiyonlukları ile adını daha fazla duyurmuştu. Hatta kulüpler seviyesinde elde edilen başarılar ile ligimizin Avrupa’nın en iyisi olduğu da konuşulmuştu.
Fenerbahçe, bu başarıları istikrarlı şekilde devam ettirip, Euroleague’de 4 yıl art arda Final-Four oynayıp, bunların 3’ünde de adını finale yazdırırken müthiş bir güce sahip oldu. İki yıl önce Ülker ayrıldıktan sonra sponsorsuz geçilen sezonda elde edilen Avrupa şampiyonluğu, gelecek sezon öncesi Doğuş’un sponsorluktan çekilmesine rağmen, yatırım konusunda en küçük bir kuşkunun bulunmaması, sarı-lacivertli kulübün bu alanda nasıl bir seviyeye yükseldiğini gösteriyor.
Peki ezeli rakipleri... Maalesef durum içler acısı. Ödenmeyen paralar, yapılmayan transferler bir yana, Türk Basketbolu’nun önemli iki antrenörünü yollamak için neredeyse onlardan daha fazla taktik varyasyonlar deneniyor.
Galatasaray ile Oktay Mahmuti arasında ipler koptu. Kadroda şu anda 3-4 oyuncu kalmış durumda. Birçok takım transferleri bitirirken, Cim-Bom’da antrenör kim, bütçe ne kadar olacak soruları yanıtını bulmadı. Tek teselli taraftarın sosyal medyada örgütlenerek yönetime verdiği ‘GSbasketbolunasahipçıkın’ mesajı...
Taraftar bu konuya el atarsa mutlaka bir şeyler değişir ama bu tepki saman alevi şeklinde olmamalı. Galatasaray’da da Beşiktaş’ta da sponsordan gelen ücretler, yeni sponsorların gelmemesi konuşuluyor. Ancak ezeli rakipleri Fenerbahçe, bir şekilde bu işin çözümünü bulabiliyorsa, basketbol takımını sorunsuz bir şekilde Avrupa’nın en büyük bütçelerinden bir tanesi haline getirebiliyorsa, Galatasaray ve Beşiktaş yönetimlerinin kendilerini sorgulaması gerekiyor.
Yönetimler ne yapar?
Bu seçimi kamuoyunda dile getirmek belli ki coach’u taraftarın önüne atmak amacı taşıyor ama ortada yapılmış sözleşmeler duruyor. Beşiktaş’ın da federasyonun kapısını çaldığını, kendilerinin haklı olduğunu ifade ettiklerini duyduk.
O halde sözleşmeyi feshetme hakları var, bunu neden kullanmıyorlar da tercihi antrenörden bekliyorlar, anlamak güç. Ufuk Sarıca’nın hatası belki de Beşiktaş’ı düşük bütçelerle finale taşımak oldu. Her sene aynısı isteniyor. Belki bu da mümkün ama ödeme aksaklıkları nedeniyle oyuncuların konsantrasyonunu bozan yönetimin de payı olduğunu düşünülmüyor.
Elbette kabul... Geride bırakılan sezonda bazı transferlerin yanlış olduğunu, beklentilerin uzağında kalındığını. Ancak burada öncelikle yönetimlerin üzerine düşeni yapması ve antrenörlerine kafa olarak hazır, parasını alıp alamayacağını düşünmeyen oyuncu grubunu teslim etmesi gerekiyor.
Tabii ki burada da görev, şampiyon oldukları sene Sinan Erdem Spor Salonu’nda unutulmaz görüntüler yaşatan Beşiktaş taraftarına düşüyor. O günkü mutluluklarını tekrar etmeleri için, yönetime basketbolun sahipsiz olmadığını hatırlatmaları da gerekiyor.
Sorun Milli Takım mı?
Beşiktaş’ta Ufuk Sarıca tartışması yaşanıyor. Siyah-beyazlı ekibi son iki yılında play-off görememiş takım olarak alıp, iki yıl önce finale taşıyan, geçtiğimiz sezon ise hedefinin uzağında kalan tecrübeli çalıştırıcıdan milli takım ile Beşiktaş arasında seçim yapması isteniyor.
Siyah-beyazlı takımın antrenörüyken milli takımdan gelen teklifi, başkan ve yöneticilerinin ‘Milli Takıma destek bizim görevimiz, onur duyduk, gurur duyuyoruz’ sözleriyle kabul eden Sarıca’nın bu tercihi aynı yönetim tarafından sorgulanıyor. Milli takım konsantrasyonu nedeniyle başarısız sonuçların alındığı söyleniyor ama 2 yıl önce final oynanırken de Sarıca’nın milli takım antrenörü olduğu göz ardı ediliyor. Bu sene FIBA sistemi değiştirdi kabul ama, kulüp ile kısa süreli ayrılıklar yaşanıyor...