01.01.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe’de 2018-2020 yıllarında sportif direktör olarak görev yapan Damien Comolli, Futbol Arena’dan Alp Ulagay’a özel bir röportaj verdi.
Sarı-lacivertli kulüpte yaşadığı günleri, yönetim ve Başkan Ali Koç’la nasıl çalıştıklarını ve tüm merak edilenleri anlatan Comolli adeta gündem yarattı.
İşte eski sportif direktör Damien Comolli’nin açıklamalarından satırbaşları:
- Fenerbahçe başkanlık seçimi kampanyasında çalıştım. Seçim öncesi Ali Koç’la futbol programı üzerine yaklaşık 10-12 ay çalıştım. 3 Haziran 2018’de seçildi ve ben de ertesi gün İstanbul’a geldim. Takımı değerlendiriyorduk, oyun stilini değerlendiriyorduk.
- Her şeyden önce, uzun vadede sürdürülebilir bir kulüp kurmak istedim. Takımı gençleştirmek istedim çünkü Avrupa’nın en yaşlı liginde, Avrupa’nın en yaşlı üçüncü takımına sahiptik.
- Dürüst olmak gerekirse, bir noktada şampiyonluğu kazanmak istiyordum. Sanırım yaptığımız hatalardan biri de Ali Koç’un “ilk sene şampiyon olacağız” demesiydi. Bence biz buna hazır değildik, o buna hazır değildi, ben buna hazır degildim, takım buna hazır değildi. Kulüp bir bütün olarak buna hazır değildi.
- Her şeyden önce, Finansal Fair Play ile ilgili sorunlar olduğunu biliyorduk ama ne kadar kötü olduğunu bilmiyorduk. İkincisi, borcun miktarı hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Bu 400 milyon, hatta 450-460 milyon gibi bir şeydi; inanılmaz bir miktardı.
‘Kendini imha modu’
Fenerbahçe’de kulübün kendi kendini adeta imha ettiğini aktaran Damien Comolli, “Ferdi, Berke, Frey, Zanka, Slimani, Ayew ve Muriç’ten oluşan bir karma olacaktı. Zamanımız olsa daha çok Muriç, daha çok Ferdi ve daha çok Berke bulmuş olacaktık. Muhammed Gümüşkaya bizim bulduğumuz ve geliştirdiğimiz bir oyuncuydu. Başarısızlık yapıyla ilgili. Bu kulübün nasıl yönetildiğiyle ilgili... Bu kulüp sürekli kendini imha etme modunda. Temel problem bu” diye konuştu.
‘Avcı ve Emre’yi istedim’
Teknik direktör seçimlerinde önce Abdullah Avcı sonra da Emre Belözoğlu’nu istediğini belirten Damien Comolli, “Başakşehir’deyken Abdullah Avcı’yı getirmek istedim, önceliğim buydu. Bunu yapamadık. Emre’yi teknik direktörümüz yapmak istedim. Birkaç ay boyunca, “Emre antrenör olmalı” dedim ve bunu Emre’ye de söyledim. Yönetim kurulu “hayır” dedi. Yönetim kuruluna Emre’nin tecrübeli bir sportif direktörle Fenerbahçe’de başarılı olacağını söyledim. Emre, inanılmaz derecede akıllı, inanılmaz derecede tutkulu ve harika bir lider. Futbolu biliyor, Fenerbahçe’yi seviyor. Harika bir teknik direktör olabilir. Bakın şimdi Başakşehir’de ne kadar iyi işler yapıyor” bilgisini verdi.
‘Lautaro Martinez vardı’
Damien Comolli 3 Haziran 2018 sonrası mevcut borç nedeniyle transferde zorlandıklarını aktarıp, “Finansal kısıtlamalar nedeniyle yapamadık. Şimdi Inter forması giyen Lautaro Martinez’i başarılı buluyorduk. Avrupa’ya gelmeden çok önce izlemiştik. Ama sonra Fenerbahçe’de para olmadığını öğrendiğimizde Arjantin’deki kulübünün istediği parayı karşılamamızın imkanı yoktu. Bu oldukça sık başımıza geldi, bu yüzden yaklaşımımızı değiştirmek zorunda kaldık. İnanılmaz başarılı olabilecek bazı oyuncular vardı, onlara yaklaşamadık dahi” dedi.
‘Şampiyon olamaz dedim’
2019-20 sezonunda Rize, Gaziantep ve Başakşehir’e karşı kazanılıp şampiyon olunamamasını değinen Comolli, “Rize ve Gaziantep’ten sonra ben ayrıldım. Ardından Başakşehir’i sahada kesinlikle mahvettiler. Arkadaşlarıma ‘Fenerbahçe’nin şampiyon olmamasının mümkünatı yok’ dedim. Sonra Fenerbahçe içeriden infilak etti. Beşiktaş’a ya da Başakşehir’e karşı oynadığımız gibi yüksek tempoda oynadığımızda, bizi durdurmalarının hiçbir yolu yoktu. Ama o kadar çok şey oluyordu ki, kulübü her gün idare etmek neredeyse imkânsızdı. O sezonu yedinci bitirdiler, bu sezon Trabzonspor’un 14 puan gerisindeler. Gerçekten çok yazık” yorumunu yaptı.
‘Kimseyle konuşamadım’
Ayrılık sürecinde yaşadığı zorlukları anlatan Fransız futbol adamı, “Sözleşmem istifam kabul edilmedikçe ayrılmama izin vermiyordu. Kulüple konuşamadım, yönetim kurulundaki kimseyle 3-4 ay konuşamadım. Telefonlarımı kimse açmıyordu. Kimse e-postalarıma cevap vermiyordu. 3-4 ay hiç bilgi alamadım. Eğer ayrılsaydım, kulüp beni dava edebilir ve benden çok para isteyebilirdi. 12 aylık ihbar süremi geçirmem gerekiyordu. ‘İstifamı verip ihbar süremi başlatacağım ve umarım daha önce gitmeme izin verirler. Ama vermezlerse, devam edeceğim, 12 ay kalacağım’ dedim kendime. İkinci kez gerçekten ayrıldığımda, artık daha fazla dayanamaz hale gelmiştim. Bununla uğraşmak imkânsızdı. Ne olursa olsun dedim, “isterseniz beni dava edebilirsiniz” ama ben ayrılıyorum” dedi.