Dünya futbolunda son yirmi yıla damgasını vuran soru, ‘Messi mi, Ronaldo mu?’ oldu. Kararsızlar dağıtıldıktan sonra bile, taraflar 50+1’i bulmakta zorlandı, cevaplarda %50 bir taraf, öteki %50 diğer tarafın ismini dile getirdi.
Bu dengeye bir büyük darbe, yeni geride kalan Dünya Kupası olabilirdi pekala. Lionel Messi ülkesi Arjantin’in kaptanı olarak dev kupayı havaya kaldırdığında yarattığı ‘Maradona etkisiyle’ ibreyi ilk kez bu kadar net kendisinden yana çevirmeyi başardı bir çoklarına göre. Bunu bir de, Fas’a yenilerek elendiklerinde hüngür hüngür ağlayan bir Portekizli Cristiano Ronaldo fotoğrafı eşliğinde düşündüğümüzde, kararsız sayısının da hayli azaldığı bir sonuçla karşılaşmanın hayli olası hale geldiği bir duygusal atmosferle de çevreleniveririz.
Bunu doğru olarak kabul edecek olursak, o zaman Ronaldo’nun düşüşünün aslında Real Madrid’den ayrıldığı döneme denk geldiğini not etmek gerek. Beş yıl geride kalan o dönemin ardından yıldız futbolcunun sportif performansı azalmaya, piyasa değeri eksilmeye, uluslararası ödülleri kesilmeye başlar çünkü. Bunu geri çevirmek adına bazı hamleler yapsa da, koruyabildiği kısmı elde ettiği gelirleri olacaktır.
GÜCÜ SİMGELEYEN İSİM
Yıldız isim Portekiz’in Madeira Adası’nda doğar ve dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan’a hayranlığından dolayı babası oğlunun ismini Ronaldo koyar. Babanın bir niyeti de, gücü simgeleyen bu ismin oğlunu da güçlü kılacak bir dayanak olmasıdır hayatı boyunca. Öyle de olur aslında; Cristiano Ronaldo bol bol kaslı pozlar vererek işitmenin yanında görme duyusuna da hitap ettirir gücünü sıklıkla. Nasıl başlanırsa öyle gider dendiği üzere güçlü başlangıç güçten yoksun olmadan sürüp gidecektir.
Futbol dünyasının en çok kazanan bu milyoner ismi, aslında yoksul bir aileye doğar ve yokluğu gören bir başlangıç yapar hayata. Annesi bir ara kendisine hamile olduğu dönemde, çocuğunu düşürmeyi istediği itirafında bile bulunacaktır bu yoksulluk sarmalında. Diğer üç kardeşiyle aynı odada kaldığı bir evde büyümektedir. Okula devam etmekle birlikte derslerden hoşlanmayan Ronaldo, babası sayesinde futbolla içli-dışlı olur. Bir futbol takımında malzemeci olarak çalışan babasının peşine takılır ve kendisini artık güzel oyunun peşinde koşmaya adar.
‘SULU GÖZ’ DERLERDİ
Babasının çalıştığı Andorinha kulübünün altyapısına sekiz yaşında kayıt olduğunda, futbol kariyeri profesyonel olmayan bir şekilde başlar. Çocukluk döneminden takım arkadaşı Ricardo Santos o zamanki Ronaldo’yu ‘Aşırı hırslı ve duygusal olarak kırılgan’ olarak tanımlar: “Kazanmaktan büyük keyif alırdı. Kaybettiğinde ağlardı. O kadar ağlardı ki, ona sulu göz derdik.” Bir çok kişi 2022 Dünya Kupası’nda yıldız ismi ağlarken ilk kez gördü. Geçmişe yönelik bu tanıklıksa bize, bunun futbolcunun çok eski bir alışkanlığı olduğunu, sadece uzunca bir ara verdiğini gösteriyor.
Madeira’daki bir diğer futbol akademisi Nacional’de denendiği antrenmanlar, özel bir beceriye sahip olduğunun ilk keşfedildiği yerler olur. 12 yaşında hayatını değiştirecek karar alınır ve Ronaldo adayı terk ederek ana karaya, Sporting’e katılmak üzere Lizbon’a gider. Üç günlük deneme sürecinde beğenilir, yaklaşık iki bin euroluk bir bedel karşılığında yeşil-beyazlılara katılır. Ailesinden ayrı kalması nedeniyle de çokça göz yaşı döktüğü söylenir o dönem ama her şeye rağmen sıkı çalışan bir oyuncu olmaktan vazgeçmez.
Zaten hoşlanmadığı eğitim süreci ise sinirlerini germekte, bundan kurtulup kendisini tamamen futbola vermek istemektedir. Öğretmenine sandalye fırlatarak okuldan uzaklaştırıldığında aslında olmasını umduğu sonuçla karşılaşır. Öte yandan antrenmanlarda sınırlarını fazla zorlamaya başladığından sağlık sorunları baş gösterir, kalbi teklemeye başlar. Sporting Kulübü ailesinden izin alarak futbolcusunu ameliyata sokar. Lazer tedavisiyle kalbindeki kan dolaşımı normale döndürülen oyuncunun o dönem futbolu bırakmak zorunda kalmayışı büyük bir şans ve dönüm noktası olarak değerlendirilir.
BİR YILDA KEŞFEDİLDİ
Sporting’de A takıma yükseldikten sonra Avrupa’nın devleri tarafından keşfedilmesi için yalnızca bir yıllık sürenin geçmesi yeterli olur. O dönem kıtanın en iyi scout yapılanmalarından bir tanesine sahip olan Manchester United, genç ismin gelişimini biraz daha takip etmektense, onu başka takıma kaptırma riskini bertaraf etmeyi tercih eder. 18 yaşındaki bir futbolcu için gözden çıkardığı yaklaşık 20 milyon euro bonservis bedeli, bahsi geçen zaman diliminde bu yaştaki bir oyuncu için ödenecek radikal bir hamledir.
Bir başka radikal görüntü ise takım idmanlarının dışında kahramanımızın kendisini geliştirme yolunda bireysel olarak gerçekleştirdiği çalışmalardır. Kırmızı Şeytanlar’da ilk sezonunda 6, ikincide 9, üçüncüde 12 gol atar; bu rakamlar hakkındaki tartışmaları bitirmeye yetmez. Ne var ki 2006-07’ye gelindiğinde 17’si ligde 23 kez fileleri havalandırdığında, o meşhur gol sevinci hareketinde olduğu gibi ‘burada ben varım’ der. 42 gol attığı bir sonraki sezon, kasası para dolu yıldız avcılarını gelmiş geçmiş en pahalı transferi gerçekleştirmeye kışkırtacağı tepe noktasıdır.
Real Madrid’in 95 milyon euroyu gözden çıkararak kadrosuna kattığı Cristiano Ronaldo’nun bundan sonraki hikayesini aslında hepimiz biliyoruz. Çünkü O, tüm futbolseverlerin gözünün üzerinde olduğu bir dünya yıldızıdır artık! Sahada ve saha dışındaki her şeyiyle kamuya mâl olmuştur. 450 golü bulduğu eflatun-beyazlılar kariyerinin zirvesi, daha da çıkacak bir nokta kalmadığı için sıradaki mecburi iniş rampasına geçiş yapacağı yerdir. İspanya’daki futbol liginin marka değerine çok şey katmış bir isim olarak kendisine ülkede vergi kaçırma cezaları kesilmesine tahammül edemez.
JUVENTUS’TAN 115 MİLYON
Bu aşamada başka kulüplerce keşfedilen bir yetenek değil, şartlarını bizzat belirlediği bir pazarda kendisini pazarlayan ticari bir metaya dönüşmüştür. Juventus’u, kulübü Real’e 115 milyon euro ödettirebilmesi eldeki malın büyüklüğünü ortaya koyar. Torino ekibinde fena bir performans sergilemese de, eski görkemli görüntüsünden uzaklaşmaktadır yavaş yavaş. Bunu geri çevirmek adına büyük sıçramayı gerçekleştirdiği eski kulübünü bir can simidi olarak görecek, ancak düştüğü denizde sarıldığı yılan olacaktır.
Manchester United’daki ilk dönemi ne kadar iyi bittiyse, ikincisi o kadar kötü geçer. Premier Lig devi, dünyanın en iyisi olarak anıldığı dönemi neden kendilerinde değil de; başka bir takımda geçirdiğinin öcünü almaktadır oyuncudan adeta!
Evet yıldız kaprisleri vardır, kendini üstün görmeler de... Ne var ki, Ronaldo’nun 10’da 1’i ölçeğindeki önemli isimler için bile futbolda bir ‘yıldız yönetimi’ yapılmaktadır. ‘Dünyanın en iyisi’ için ise, bunun 10’da 1’i bile çok görülür. İspanya’dan vergi baskısı, İtalya’dan değişen teknik tercihler nedeniyle ayrılan Portekizli futbolcu, kadro dışı bırakılmanın da içerisinde olduğu bir takım rütbe düşürme faaliyetleri neticesinde de İngiltere’ye veda eder. Derken kendisini Suudi Arabistan’da bulur. Al Nassr, yüz milyon dolarlara varan bir meblağı ortaya saçtığında dünyayı şaşırtan transfer gerçekleşir. Sportif olarak gerilemeye de başlasa, hep yükselişte kalan kazanç eğrisi bir kez daha yukarılardadır. Bu transfer, kendisinin değerinin salt performansı tarafından belirlenmediğinin kanıtıdır aynı zamanda. 2030 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak isteyen ülkenin uluslararası imaj faaliyetlerinde de önemli bir payı olacaktır buradaki varlığıyla kuşkusuz.
REKORLARI İKİYE KATLARDI
Dünya Kupası’nı kazanmış, Paris Saint Germain gibi üst düzey bir kulüpte futbol hayatına devam eden Lionel Messi ile; Dünya Kupası’nda kaybetmiş, kulüp kariyeri ‘çölleşmiş’ bir Cristiano Ronaldo’yu karşılaştırdığımızda, terazinin bir tarafı oldukça ağır basıyor gibi görünür bugünlerde. Sir Alex Ferguson’un ‘Messi gibi genç yaşlarından itibaren La Liga’da oynasaydı, Ronaldo onun rekorlarını ikiye katlardı’ şeklindeki terazinin öbür tarafını ağırlaştıran sözünü hatırlamaksa, bugüne getiren koşulları da hesaba katarak yeni bir değerlendirmeyi gerekli kılacaktır. O zaman belki her şey olduğu haliyle, yine dengede görünür.
KUPA VE ÖDÜLLERLE DOLU BİR KARİYER
Ronaldo’nun kişisel müzesi ödüllerle dolu. Beş kez FIFA Ballon d’Or ödülüne layık görüldü. Avrupa Altın Ayakkabı’yı dört defa aldı. La Liga, Premier Lig ve Serie A’da yılın futbolcusu seçildi. Real Madrid’de 4, Manchester United’da 1 olmak üzere 5 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı. Manchester United’da 3, Real Madrid ve Juventus’ta 2’şer lig şampiyonluğu gördü. EURO 2016’da Avrupa şampiyonu olan Portekiz Milli Takımı’nın kaptanıydı. Goller ve asistlerde bir çok rekoru yerle bir etti.
RONALDO HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER
- 2020’de, kariyeri boyunca kazandığı paralar 1 milyar doları aşan, ilk aktif takım sporcusu oldu.
- 2021 Şubat itibariyle Facebook, Instagram ve Twitter’da 500 milyon takipçiye ulaşan dünyadaki ilk insan oldu. Bugünlerde bu rakam 700 milyonlarda.
- Real Madrid kulübü 2009’da, Cristiano Ronaldo’nun bacaklarını 100 milyon euro karşılığında sigorta ettirdi.
- Bir dolu sponsorluklarının yanında CR7 markasıyla giyim, aksesuar, otel ve fitness salonları var.
- Ortalama bir NBA oyuncusundan daha yükseğe sıçrayabiliyor. 2012-2013 Şampiyonlar Ligi’nde Real formasıyla ManU’ya karşı 2 metre 93 santim ölçülen atlayışı mevcut.
- Manchester United formasıyla 2021 Eylül ayında West Ham karşısında, saatte 32.51 km hıza ulaşarak en hızlı futbolcu oldu.
- Kanada’daki Okanagan Üniversitesi’nde sosyoloji bölümünde ders olarak okutuldu. Sosyal ve kültürel çekiciliği, kimliği, temsil ettikleri bağlamında irdelendi.
- Memleketi Madeira’da kurulmuş CR7 müzesi bulunuyor. Müze Ronaldo’nun kariyeri ve hayatı, çocukluğundan günümüze fotoğrafları, kupalar-madalyalar ve maçlardaki topları barındırıyor.
- 2013 yılında kazandığı Ballon d’Or ödülünü hayır kurumu müzayedesiyle 600 bin euro karşılığında sattı.
- Futbol dünyasındaki dövme çılgınlığına karşın Ronaldo bundan uzak duruyor. Düzenli kan bağışı yapan bir isim olarak, dövme yaptırması durumunda uzunca bir süre bağış için beklemek istemiyor.
- Hakkındaki tecavüz suçlamasını, karşılıklı rızaya dayanan bir ilişki şeklinde tanımlayarak bertaraf etmeye çalıştı. İddia sahibine yüz binlerce dolar vererek konuyu kapatmaya çalıştığı iddia edildi.
- Sevgilisi Georgina Rodriguez ile, Madrid’de bir giyim mağazasında çalışırken 2016’da tanıştı. O dönem Ronaldo 31, Georgina 22 yaşındaydı.