10.06.2022 - 10:46 | Son Güncellenme:
'İNGİLİZLER YANILMIŞ OLAMAZ'
Her futbolcunun hayalidir, dört büyüklerin formasını giyebilmek... 4 büyüklerin altyapısında bulunan gençler ise bunu şanslarını korumak için, canla-başka çalışmaları bile yetmeyebilir. Galatasaray ile U19'da şampiyonluk yaşamış, Fenerbahçe ile A takımının hülyasına dalmış, Beşiktaş'ta, düzey atlamak için hocasının gözünün içine bakmış, Trabzonspor'da bir üst gruba geçebilen 3-5 kişi arasında yer almak için çabalamıştır.
Evet... Bugün A takımdan sonraki ilk gelişim ligi olan U19'un gençlerinden söz ediyoruz. Biz dört büyükler derken, diğer takımlarda yaşananları da farklı sanmayın.
Gelin, 19 yaş altında şampiyon olan Galatasaray'a bakalım. Bugün kupa için ter döken ekipte bulunan Yusuf Erdem Gümüş, Mehmet Aslanboğa, Taha Aydınlı, Özgür Baran Aksaka, Kerem Yusuf Ersunar, Selman Faruk Dibek, Yılmaz Aktaş ve yabancı olarak da Ahmet Jafeli... Bu delikanlılar seneye yaşı tutmadığı için oynayamayacak. Bunların kaçı A takıma geçebilecek Allah aşkına?
'PEKİ YA GEÇEMEYEN NE OLACAK?'
Sadece, şampiyondaki bu örnekten yola çıkıldığında, genelde yüzlerce futbolcu atıl duruma düşecek. Geleceğin filizleri, daha gonca gül iken koparılıp, gidecek. Takım bulabilen rahat edecek, bulamayan çaresizce kendileri için verilecek fermanı bekleyecek.
Çare var mı? Çare, rezerv lig... Kulüplerde, daha önceki uygulamada, yıllarca A takıma "rezerv"asyon yapan oyuncular, ister PAF Ligi deyin, isterseniz U23, U21 Ligi deyin, ne derseniz deyin, oynayıp kendilerini göstermeye çalışmıştı.
Yaş grubunun aşağı çekilmesi bir avantaj gibi görülebilir. Bugün A takımda yer alan 17-18 yaşındaki isimler örnek verilebilir. Üstelik tüm bunlar, bardağın dolu tarafı olarak değerlendirilebilir. Fakat bunlar, geçiş sürecindeki "kayıp jenerasyon"un günahlarının tümünü taşıyamaz, kaldıramaz.
Biliyorum, bunların hiçbiri, taraftarı ilgilendirmez! Hiçbiri onları heyecanlandırmaz. Ama konu, Türk futbolunun ve futbolcusunun geleceği...
Ancak acil olarak düşünmesi gereken, Türkiye Futbol Federasyonu'nun yeni yönetimidir. İşte onlar, "bize ne", "bana ne" diyemez. "Rezerv Lig" ya da yeni uygulamanın adı her ne olursa olsun, kaçınılmaz bir gerçektir. 23 yaş altı oyuncularının bulunduğu Premier Lig2'yi düzenleyen İngilizler yanılmış olamaz.
'EROL ALKAN'DAN TIAGO ÇUKUR'A'
Bilmem Erol Erdal Alkan'ı hatırlayanınız var mı? Mircea Lucescu'nun döneminde, A Milli Takımı'na davet edilen bir gençti Erol... Ay-yıldızlı ekibin sürprizi olarak kadroda yer bulan Erol, Hollanda 2. Ligi takımlarından Dordrecht'te oynuyordu. Ama A Milli Takımı'nda oynayamadı. O Erol ki, geçen sezon 2. Lig'deki Uşakspor'da bile, toplam 5 maçta 204 dakika oynayabildi! Futbolcumuz, ara transferde ise içimizdeki "İrlandalı" oldu. Bu ligin takımı Finn Harps'de 7 kez forma buldu.
Bugün de Tiago Süer Barbaros Çukur, A Milli Takımı'nda... Tesadüfe bakın, o da Erol gibi Hollanda çıkışlı... Çok kimse bilmediği için, şöyle bir istatistiklere bakalım; 19 yaşındaki bu genç, 2 kez U17 takımında, 5 kez de U21 ekibinde görev yapmış. Forvet ya; kaç gol atmış? 0 (sıfır)... Ama ondaki cevher, Teknik Direktör Kuntz'un gözlerini kamaştırmış ve Tiago, A Milli Takımı'nda yerini almış.
Kulüp takımında ne yapmış? Geçen sezon İngiltere'nin 2. Ligi sayılan League One'da yer alan Doncaster Rovers ile 21 maçta 1 gol atmış, kupada da bir asiste ulaşmış.
Hakkını yemeyelim, Tiago'nun, AZ Alkmaar'daki U17 geçmişi parlak görünüyor. 22 maçta 11 golü bulunuyor. Şimdiii, henüz A Milli formayı giyememiş olan 19'luk genç santrfordan tek beklentimiz; ay-yıldızlı formayı giysin ve hepimizi utandırsın. Özür dilemeyen...
'HAYIRLI YOLCULUKLAR'
Süper Lig'de 8 İstanbul takımının bulunması, onların ayıbı değil, Anadolu'nun takımlarının yanlışıdır; bu bir gerçek...
Özellikle, son dönemde gelen, Fatih Karagümrük, Ümraniye, İstanbulspor, "en üst" ligde yer bulabildiyse, buna dudak bükmek değil, "Ben nerede yanlış yaptım" demek daha doğru olur. Rizespor, avucunun içindeki fırsatı kaçırdıysa, İzmir'in iki ekibi Göztepe ve Altay, kendi iç buhranlarından kurtulamadıysa, Yeni Malatya kendini Süper Lig'e yakıştıramadıysa; ne Ümraniye'nin suçu vardır ne de İstanbulspor'un...
Bandırmaspor, Erzurumspor, Samsunspor, Boluspor gibi takımlar, onlar kadar olamadıysa, "İstanbul Ligi"nin kaçınılmaz yükü, Boğaz'ın iki yakasına en uzak kalan Gaziantep'e, Hatay'a, Trabzon'a, hatta Giresun ve Adana'ya binmiştir. Gaziantep 1139, Hatay 1108, Trabzonspor 1057, Giresun 928, Adana ise 927 kilometrelik yolu 8 kez gidip gelecek, buna karşın Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Başakşehir, Kasımpaşa, Karagümrük, Ümraniye ve İstanbulspor, 7 deplasmanını İstanbul'da geçirecek. Üstelik ne uçak ne de otel masrafı olacak.
Diğerlerine ise, hayırlı yolculuklar!"