Öncelikle şunu söyleyelim. Haftalardır futbolun sevimsiz yüzünü konuştuktan sonra topun santraya konulması ve oyunun gerçek aktörlerinin sahne alması, gerçekten özlediğimiz bir keyifti. Maçın adı, nerede ve kiminle oynandığı hiç önemli değildi.
Ya, ortaya konan mücadele, skor ve umutlar? İnanın sahadaki alın terinin bir damlası bile, futbolun geleceğini karartan her türlü kirli senaryo ve iddianın üzerini örtecek kadar değerliydi.
Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunun en zor kuralarından birini çeken Trabzonspor da dün gece Benfica karşısında gücü ve kapasitesi oranında futbolun emeğe dayalı değerlerini ortaya koymaya çalıştı.
Yarıya yakını yenilenen kadrosu, uzun zamandır birlikte oynamanın sıkıntısını çekti. Değişen taşların uyumsuzluğu ön plana çıktı. Hele karşısında kısa sürede sonuca gitmeye odaklı, Portekiz liginin üst düzey takımlarından biri olunca, düşündüklerini yapmaktan çok rakibi engellemek gibi vazife çıkardı ki kendine, bu oyun tarzı tüm inisiyatifin Benfica’ya geçmesine yol açtı.
Umut Bulut’u arayacaklar
Rakip beklendiği gibi ilk dakikadan itibaren baskılı başladı oyuna. Perez ve Saviola ile kanatları etkili kullanıp, orta alanı çabuk ve kısa paslarla geçerken karşısında hiçbir direnç görmemesi ilginçti. Her hücumda en az beş kişiyle geldiler. Colman ile Zokora bu hızlı çıkışlarda rakibe önlem alamadı. Önde pres yapıp Benfica savunmacılarının da hücuma katılmasını engellemesi gereken Henrique’nin, geçen sezonlarda “bu adam sadece deli gibi koşuyor” denen Umut Bulut’u çok aratacağını daha ilk resmi maçta göstermesi ise düşündürücü idi. Görev ekstra efor sarf etmek zorunda kalan savunmacılara düştü.
Topa daha çok hakim olan, hücumu her yönüyle deneyen, lakin bitirici son vuruşları yapacak fırsat bulamayan Benfica karşısında golsüz biten ilk yarı, temsilcimizin direncini ikinci yarıda da sağlam tutmak açısından önemliydi. Rakibi “kolay lokma gören” Benfica tarafından da can sıkıcı tabi!
İkinci yarıya bu özgüvenle çıkan Trabzonspor yine istediklerini yapma fırsatı bulamasa da maç öncesi basın toplantısında Şenol Güneş’in de altını çizdiği gibi gol için sabırsızlanan Benfica’nın açıklarını kovalamaya başladı. Bir iki deneme Burak’dan geldi. Lakin Benfica’nın Saviola ve ikinci yarıda oyuna alınan Nolito ile ceza alanı önü fırsatçılığı tehlikeli olmaya başladı. Saviola’nın direkten dönün şutu ilk sinyaldi. Uyuyan Benfica tribünlerini ateşlemek Nolito’ya düştü. Dün gecenin hesabını kesmek ise Gaitan’a!
Trabzonspor dün gece daha avantajlı bir skor elde edebilirdi. Ancak deneyimsizlik bir yana, doksan dakika aynı tempoya dayanmak kolay değildi. Son 20 dakikada görüldü ki, en küçük bir konsantrasyon yitimi, bir anlık dalgınlık affedilmiyor.
Trabzonspor için umutlar tükendi mi? Hayır. Peki tur yakın mı? Elbette hayır. Dün geceki tablodan sonra söyleyeceğimiz tek şey, bu takımın Avrupa’da hala yapacağı işler olduğu.