Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İlk yarıdaki futbol için berbat kelimesi bile hafif kalırdı. Sahada üç pas yapamayan, sürekli top kaptıran, orta alanı rakibe teslim etmiş, gol için Burak’ın dışında alternatifi olmayan onu da kullanmayı beceremeyen bir Trabzonspor vardı. Oyunun bu bölümünde yakaladığı tek pozisyon Halil’den geldi. On saniye içinde ilk şutu kaleciden döndü, ikincisine hazırlık yaparken yerde kaldı. Penaltı konusunda cimriliği ile tanınan hakem Yunus Yıldırım ise bu düşüşü inandırıcı bulmadı.
Bordo-mavili ekip kanatları hiç kullanamadı. Volkan tutuktu. Colman ve Zokora inisiyatif almayınca, oyunu geriden başlatmak çoğu kez Mustafa Yumlu’ya kaldı ki, bu gerçekten alışık olmadık bir durumdu.
Ya Eskişehirspor? Bu kadar kötü gününde yakaladığı rakip karşısında ilk şutunu 17. dakikada atan ev sahibinin de Trabzonspor’dan farkı yoktu. Sadece daha mücadeleci ve istekli idi. Alper, Serdar, Santos ve Erkan gibi oyuncuların kişisel çabaları takım oyununa dönüşmeyince, görüntüdeki üstünlük skora yansıyamadı.
Peki ne oldu da ikinci 45 dakikada roller ve dengeler değişti? Aslında başlangıçta farklı bir şey yoktu. Hatta Eskişehirspor açısından talihsiz bir de pozisyon vardı. Serdar’ın kafa vuruşunda direğin bir kaç santim yanından dışarı giden top, maçın kırılma anıydı.
Bir diğeri ise Burak’ın şans golüydü kuşkusuz. Aslında iyi de vuramadı Burak. Ama savunmaya çarpan top kaleciyi yanıltıp ağlara gidince skor tabelası beklenmedik bir anda değişiverdi. Gol sözcüğü ile özdeşleşen Burak hemen ardından jenerik olacak bir başka güzelliğe daha imza attı. Zamanlaması ve vuruş tekniği mükemmeldi. Kaleci İveşa’nın seyretmekten başka seçeneği olamazdı.
Trabzonspor gerçekten iyi oynamadığı maçı kazanarak Karabükspor galibiyetiyle başlayan seriyi devam ettirdi. Galiba önemli olan da kötü gününde üç puanı almak.
Ancak şu gerçek Trabzonspor’un bu sezonki ruh hali ve yaşadığı sıkıntıyı anlatmak için yeterli. Tabii bir o kadar da düşündürcü. Bordo-mavililer bu sezon oynadığı beş maçın ikisini kazanır, ikisinden de birer puan çıkarırken, attığı 7 golün tümünde Burak Yılmaz damgası vardı. Burak adına gurur verici olsa da, büyük hedefleri bulunan bir takım için iç açıcı bir durum değil bu. Bu işin sakatlığı, formsuzluğu var. Hani insan sormadan edemiyor; Burak olmasa ne olurdu Trabzonspor’un hali? Geçen hafta söylemiştik. Tekrarlayalım, aman Burak, kendine iyi bak!