Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şampiyonluk baskısı ve küme düşme kaygısı yaşanmayınca, süper ligde de keyifli maçlar izleme şansımız oluyor. Nedir keyifli maç? Hatası fazladır ama sıkmayan oyun, çok aksiyon, bol gol ve pozisyon bekler insanlar.
Dün Trabzon’da ağzımıza bir parmak bal çalan böyle bir müsabaka seyrettik. Tekrarı zor sanırım. Ama hakkını vermeliyim; transfer yasağı, yolları ayıran isimler ve sakatlıklara karşın Çağdaş Atan’ın takımı her türlü övgüyü hak ediyor. Zorlu bir deplasmanda sergilediği karakter ve galibiyet alkışa değerdi.
Trabzonspor’da Ertuğrul Doğan başkanlığındaki yeni yönetim, bence mantıklı bir kararla sezon sonuna dek takımı Orhan Ak’a emanet etti. Maceraya ve masrafa ne gerek vardı, değil mi? Mevcut kadronun başında Abdullah Avcı olsa ne olurdu, yardımcısı devam etse ne değişirdi? Bu sezon yaşanan hayal kırıklığı üç günlük hikayeye bağlanamaz. Derin hesaplaşmalar olmalı. Hesaplar tutmadı, tercihler yanlıştı ve son şampiyon sıradanlaştı. Devam etmek için fantezi aranmamalı idi. Lakin bu durumu kabul etmek de güç.
Gelelim maça; “dakika bir gol bir” her takımın başına gelebilir. Kısa sürede telafi edebilirsiniz. Lakin bu denli dengesiz bir savunma kurgunuz varsa, yediğiniz diğer gollere ne mazeret üreteceksiniz? Hücuma çıkarken bu kadar açık vermek normal mi? İşin akçeli konuları mı? Hassas bir detay.! Yönetim seçildiği gün 31 mart itibarıyla futbolculara ödeme yapmak zorunda olduğu parayı açıklamıştı. Süre doldu, bu rakamın ne kadarı karşılandı bilmiyoruz ama sıkıntı yaşandığı kesin. Belli ki onları motive edecek daha fazla fedakarlık gerek! Mutsuzluk had safhada ise, işler yoluna girmez.
Dönelim oyuna; sürekli geriye düşmek ve rakibini yakalamaya çalışmak Trabzonspor takımının karakterine aykırı. Çok puanlar kaybetti ama böylesi değil. Orhan Ak üzerine alınmasın. Bir zamanlar işin ortağı idi fakat Avcı’nın bıraktığı miras maalesef bu. Böyle bir orta saha ile neler yapabileceğini düşünüyor mu bilmiyorum. Top rakipte iken bu denli etkisiz kalması ve oyunu seyretmesi anlaşılır gibi değildi. Bir değişim gerekiyorsa, bazılarının canının yanması gerek anlaşılan. 
Abdullah Avcı yıllar sonra Trabzonspor’u şampiyonlukla buluşturduğu için takdir edilmeli. El üzerinde tutulmalı ve kulüp müzesinde efsaneler arasındaki yerini almalı. Oysa camianın daha fazlasına ihtiyaç vardı. Hoca ile eski başkanının nefesi ve gücü yetmedi maratona. Oysa zor dönemlerde istikrar için cesaret, direnç, azim gerek.
Trabzonspor lig defterini kapatmıştı. Kabul ama Avrupa hedefi için en kestirme yol Türkiye kupası ise, bu oyun anlayışı ve oyuncu tercihleri yetersiz kalıyor. Olağanüstü şeyler gerçekleşmez ise bordo-mavili camia bir süre daha sınırlarımızın ötesinde heyecan yaşayamayacak maalesef. Başkan Doğan ve arkadaşlarının işi gerçekten çok zor.
Son sözüm Orhan Ak’a. Hocam görüyorsunuz işte, Yusuf Yazıcı için Trabzonspor defteri kapanmış. Israr niye? Takıma yaptığı hizmetleri bir kenara yazın ama Yusuf’u daha fazla yıpratmayın, üzmeyin, ıslıklatmayın. Taraftar kafayı takmış. Ağzı ile kuş tutsa yaranmayacak. Antrenman oyuncusu kalsın, sonra yeni yolunu çizsin.