Beşiktaş ile birlikte en yoğun maç trafiği yaşayan ikinci takım Trabzonspor. Lige iyi başlangıç yapamamasına karşın, son yedi haftadaki performansı bir hayli dikkat çekici bordo-mavili ekibin. Neredeyse üç günde bir maç oynayarak bu periyotta 17 puan toplamak ve yarışın içinde kalmak, küçümsenecek başarı değil.
CSKA Moskova önünde bir hayli yıpranmasını da göz önüne alırsak, dün Kayserispor’dan alınan üç puan bu nedenle daha anlam kazandı diyebiliriz.
Trabzonspor’un işini kolaylaştıran en önemli faktör, rakibin oyun sistemi idi. Şota’nın öğrencileri ofansif futbolu benimserken, savunmayı ihmal edince Trabzonspor’a tarihi bir skor yakalama şansı doğdu. Hiçbir dirençle karşılaşmayan Alanzinho, Colman ve Zokora orta alanda cirit attı. Celustka soldan, Serkan ve Halil sağ kanattan yaptığı bindirmelerde isabetli toplar kesmelerine karşın, bitirici vuruşu yapma becerisindeki noksanlık Trabzonspor’un oyununun karşılığını almasını geciktirdi.
Ev sahibinin 28. dakikada bulduğu gole değin sayısız fırsattan yararlanamaması, ancak konsantrasyon bozukluğuna bağlanabilirdi. Burak’ın ilk golünde yardımcı hakem Cem Satman’ın pozisyonu devam ettirmesi örnek karardı. Devamında CSKA maçından ders çıkaran Alanzinho’nun asisti vardı ki, Burak’a düşen görev topa dokunmaktı.
İkinci yarıda da Trabzonspor hız kesmedi. Maçın en kritik pozisyonu Burak’ın kullandığı serbest atıştı. Kıdemli yardımcı Tuncay Akkın çizgide olmasına rağmen direğe çarpıp kale içine düşen topu gol olarak değerlendiremedi. Aynı Burak bu kez müthiş bir hücum organizasyonuna son noktayı koyan isim oldu.
Trabzonspor’un averajını düzeltebileceği maçın son bölümlerinde kabus görmesi ise ayrı bir tez konusu olarak değerlendirilmeli. Hani maç birkaç dakika daha uzasa, beraberlik golünü yemesi sürpriz sayılmazdı. Bu bölümde yaşanan panik dikkat çekiciydi.
Trabzonspor’un zorlu bir süreçte elde ettiği bu başarı çok değerli. Hem moral motivasyon, hem de şampiyonluk yarışının en iddialı adaylarından biri olmasını göstermesi açısından bordo-mavili futbolcuların alkışı hak ettiğini söyleyebiliriz.
Tabii ayrı bir parantez de Burak’a açmak gerek. Onun hırsı, takımını ateşleyen en önemli etken. Burak atıyor, Trabzonspor kazanıyor. Burak atıyor, Türk futbolu kazanıyor!