Magazin programlarının ilgi çekmek için kullandığı “şok şok” anonsunu dün Trabzonspor’a uyarlarsak çok gerçekçi olurdu. Abdullah Avcı, ilk on dakikada takımının iki komik gol yiyeceğini rüyasında görse inanmazdı herhalde. Kabus diye kan ter içinde uyanırdı.
Gaziantepspor’u önemsemediğimden değil; rakip kim olursa olsun son şampiyon isen, bu kadar kolay gol yememelisin. Hele Maxim’in kronometre 1.50’yi gösterirken beş rakibini geçip ağlara gönderdiği top var ya; bir kişi müdahale edemez mi? Markovic’in sayısına gelince; Trabzonspor savunmasının bu kadar çaresiz kalması asla kabul edilemez. O gol antrenmanda yenmez.
Skordan bağımsız söylüyorum; Trabzonspor bu sezon ilk bölgede ciddi sıkıntılar yaşıyor. Bireysel hatalar can yakıyor. Üstelik bunlar giderek artıyor. Avcı’nın krize bir an önce çözüm bulması lazım. Yoksa her maçta böyle stres yaşaması kaçınılmaz olur.
Gaziantepspor biraz cesur olsa ve Karadeniz ekibinin iyi teşhis ettiği zaaflarının üzerine gidebilse maçın öyküsü farklı olabilirdi. Bir takım bu kadar mı kişilik değiştirir? Ya siyah, ya beyaz. Erol hoca da griyi öğretmeli öğrencilerine. Kimden, niye korkuyorsun hocam?
Trabzonspor deneyimli bir ekip. Ancak geçen sezondan sonra takımın yarıdan fazlası değişti ve yenilerin uyum süreci sancılı geçecek.
Bordo- mavililerin iki farklı geriye düştükten sonraki gayreti alkışı hak etti. Baskı kurdu, oyuna hükmetti ve kolay olmayan bir şeyi yaptı, soyunma odasına eşitlikle gitti. Bu büyük bir motivasyon oldu.
İkinci yarıya aynı iştahla başlaması gereken Trabzonspor topa sahip gibi görünse de, orta alan ile savunma arasındaki kopukluk başına iş açabilirdi. Olmaz denen anlarda tehlike yaşadı. Ya biri gol olsa idi?
Karadeniz ekibinin bir derdi de hücum bölgesinde. Sorloth ve Cornelius gibi uzun boylu iki santrafordan sonra Umut ve Gomez ile yeni planlar yapmak zorundasınız. Bekler devreye girmeli, kanat organizasyonları verimli çalışmalı. Dün Larsen ve Eren eksik kaldı. Avcı’nın talimatı ne bilmiyorum ama, ofansif oynayan takımların bu kulvarı iyi kullanması gerek.
Uzatma dakikalarında gelen golden çok önce galibiyeti bulması gerekiyordu Trabzonspor’un. Bu kadar kapanan ve puanın üzerine yatmaya çalışan bir rakip karşısında daha üretken olmalı idi.
Hamsik tam bir lider, ölçüyor biçiyor pasını veriyor, aynı zamanda güven aşılıyor. Bakasetas vazgeçilmez bir joker, çok denemesi oldu, penaltı dışındaki denemeleri umut verdi. Trezeguet yavaş yavaş kimliğini buluyor, katkı sağlamayı sürdürüyor. Çıkana dek Siopis takımının dinamosu gibi çalıştı. Ön yargılı değilim, yeni transfer Gbamin bin an önce İngiltere’de değil, Türkiye süper liginde oynadığını anlaması lazım.
Bakın; kimyası ile oynanan bir takımdan söz ediyoruz. Üstelik taraftarın bilmediği ama takım içinde yaşanan sorunlar var. Örneğin; sonradan giren oyuncuların performansı. Ne kadar katkı sağladıkları ortada. Sanırım yönetimin ve teknik direktörün üzerine yoğunlaşması gereken konular artıyor.
Son olarak; maç 103 dakika oynandı. Türk futbolunun kanayan yarası. Sakatlıklar, sahte sakatlıklar, zaman geçirme çabaları, hakemi aldatma girişimleri, kenardan oyuna müdahaleler.
Bazı kritik kararları eleştirilse de hakem Mete Kalkavan süreyi iyi yönetti. Trabzonspor lehine VAR’a giderek verdiği penaltı tartışılacak. Gaziantepspor’un ikinci yarıda penaltı beklediği pozisyon da öyle.
Hakem sahadaki hakimdir ve etki altında kalmadan doğru kararı vermek zorundadır. Sanırım Kalkavan’ın başı ağrıyacak.