Yıllar sonra kazanılan şampiyonluktan sonra ne kadar da umutlanmıştı camia. Devamının gelmesi, Trabzonspor'un 70'li yılların ortasında başlayan Anadolu devrimini tekrarlaması bekleniyordu. Hayaller teker teker kabusa dönüştü. Önce şampiyonlar ligi ve Avrupa defteri kapandı, ardından süper lige havlu atıldı. Elde sadace Ziraat Türkiye Kupası kalmıştı. Hem prestij, hem hedefler açısından son kozu idi bordo-mavili ekibin. Lakin dün gece o da tükendi. Hem de ne skorla? Trabzonspor her kulvarda havlu atarken, kartvizitinde "kupa beyi" yazan Ankaragücü hak ettiği bir sonuçla yarı finalist olmayı başardı. Helal olsun Tolunay Kafkas ve öğrencilerine.
Tamam; tek maç üzerinden eleme yöntemi dikkatli olmayı gerektirir. Telafisi yok. Ama Trabzonspor adına son dönemlerde izlediğim en sıkıcı, en keyifsiz müsabakalardan biri idi. Markovic'in hazırladığı, Abdülkadir Ömür'ün bitirdiği pozisyon dışında ne yaptığı bilen kimler vardı? Ankaragücü geriye düştükten sonra daha cesur ve istekli göründü, ilk yarının son anlarında yakaladığı iki fırsat vardı, kaleci Uğurcan'ın ellerinde söndü onlar da.
Ligdeki konumu kimseyi yanıltmasın. Ankaragücü'nün mütevazı bir kadrosu var. Haddini biliyor ve her takımı yenecek enerjiye sahip. Pes etmeyi sevmiyor. Dolayısıyla Trabzonspor karşısında geriye düştükten sonra direnç gösteremeyeceğini düşünenler yanıldı. Eşitlik sayısında bordo-mavili ekibin son dönemlerdeki müzmin hastalığı, savunma zaafı devreye girince Ali Sowe iki kez topa vurma şansı yakaladı ve cezayı kesti.
Rakibi böyle yakalamışken durmak olur mu? Bakın; Hüseyin Türkmen'in kritik müdahaleleri olmasa başkent ekibi çok daha erken koparabilirdi maçı. Ama yine de istediğini almayı bildi. Lamine Diack'ın golü "geliyorum" demişti zaten. Göstere göstere başını öne eğdirdi kaptan Uğurcan'ın. Takım savunması bu kadar berbat olunca eline geçen fırsatı kaçırmadı sarı-lacivertliler. Ali Sowe tekrar sahne aldı ve Trabzonspor'un fiyakasını bozan gole imza attı.
Kendi düşen ağlamaz derler ya. Bordo-mavili ekipte yüzü kızarması gereken oyuncular olmalı. Ama ne hesap soran var, ne utanan. Koca bir camiayı bu denli üzmeye kimsenin hakkı yok.
Başkan Ertuğrul Doğan çok kötü bir dönemde elini taşın altına koydu. Sanırım bu kadarını beklemiyordu. Trabzonspor takımı bu kadar kişiliksiz olamaz. Çok ciddi ve radikal kararlar alınması kaçınılmaz. Bunu yaparken en az üç-dört sezon şampiyonluk lafı etmemeli insanlar.
Son olarak; Trabzonspor'un bu fiyaskoyu yaşamasına neden olanlar, yani gemi su almaya başlayınca filikalara binip terk edenler ne düşünüyor acaba? Geçen sezonun şampiyonluğu mu mutlu edecek onları, yoksa bıraktıkları enkazın günahı mı üzecek ruhlarını? Elbette sadece başarıyı üstlenecekler, gerisi hikaye!