Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Adana Demirspor maçının bitiminde koşarak hakem Ali Palabıyık’a giden ve tepki gösteren Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus’un gördüğü kırmızı kartın karşılığı muhtemelen bir maç ceza alacak.
Ne yaptı Jesus? İlk kez bu kadar sinirlendi ve hakeme gözlük işareti yaptı. Yani “Kör müsün?” veya bizim tribün jargonu ile “gözüne gözlük” dedi.
Bakın, hakemin son dakikadaki faul kararı doğrudur değildir tartışmıyorum. Lakin bugüne kadar sakinliği ile dikkat çeken Jesus, aynı hareketi bir UEFA maçında yapabilir mi? Yaparsa, kafadan üç maç ceza. Hakeme hakaretten başlar, kişilik haklarına saldırıya kadar gider.
Jesus’un kısa sürede Türk futboluna adapte olmasını garipsemiyorum. Adam bakıyor; kulüp başkanı da, futbolcu da, kulübedeki masör veya doktor da aynı tavrı sergiliyor, ben niçin suskun kalayım diyor.
Sen de haklısın Jesus. Başarının sırrı, gittiğin ülkenin koşullarına uyum sağlamaktır. Bağır çağır, gerekirse saldır, kimi zaman da efendi tavrınla takdir gör. Sonuçta hepsi aynı kapıya çıkıyorsa, seni kim suçlayabilir ki?

Haberin Devamı

Yanıt bekleyen sorular

Sabri Çelik’in istifasının hemen ardından MHK Başkanlığına Lale Orta’nın atanması sıra dışı bir gelişme oldu. Anladık ki alt yapısı günler öncesinden hazırlanmıştı.
Lale hocayı uzun yıllardır tanırım. Hakemlik dönemlerini bilirim. Akademisyen kimliğinin yanında camianın içinde kalmayı başarmış bir isimdir. İlk kadın MHK Başkanı olmasının da anlamı büyüktür.
Lakin “Keşke Büyükekşi’nin haziran ayında açıkladığı MHK’nin başında o olsa idi” demeden de geçemiyorum. Samimiyet testi yapıyorsanız, yanıtı orada.
Liglerin bitmesine 4 aydan az zaman kala Lale Orta ve ekibinden ne bekliyorsunuz? Ortalığı silip süpürmesini ve toparlamasını mı?
Ya da Orta, bu kadar kısa süreli bir görevi neden kabul etti? Tarih sayfalarına adını yazdırmak için mi?
İkisine de verilecek mantıklı yanıtlar olduğunu düşünmüyorum.
Ama şunu biliyorum; sezon sonu ortalık yangın yerine dönerse, fatura Lale Orta MHK’sine kesilecek.
İşler yolunda giderse ki, çok zor, başarının mimarı TFF Başkanı ve tercihlerinden dolayı yönetimi olacak.
Türk futbolu içine girdiği kısır döngüden kurtulamadığı sürece, MHK Başkanlığı özelinde söylüyorum, her sezon deftere bir veya daha fazla çentik atmaya devam ederiz.
İyimser olalım değil mi? Tamam tamam; Başarılar diliyorum Lale hocam. Yürekten söylüyorum bunu.

Haberin Devamı

Bir yemin ettim ki, dönemem!

Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurullarındaki baş döndürücü değişim belki Guiness Rekorlar Kitabına girmez ama, şimdiden UEFA tarihine geçtiği kesin.
Komedi filmi gibiyiz. Nerede ise her yıl bir MHK değişiyor. İşin ilginç yanı, herkes bu durumu kanıksamış artık. Öyle doğal geliyor ki görevden almalar, yeni atamalar. Teknik direktörün maç içinde yaptığı oyuncu değişiklikleri gibi.
Kim bu işin sorumlusu? Başta TFF yönetimleri olmak üzere futbolun tüm paydaşları. Özellikle de kulüpler.
Bakmayın Süper Lig’e. Her kategoride sesini yükselten, sözünü geçiren kulüpler var. Dahası bu işi siyaseten yapanlar. Bir anlamda camialarına güç gösterisi sunanlar var.
Sabri Çelik MHK’sinin de sonu böyle hazırlanmadı mı? Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum.
Yemin mi bozdular?
TFF Başkanlığına getirilen Mehmet Büyükekşi’nin ilk icraatlerinden biri atadığı kurulların göreve başlamadan önce yemin etmesi idi.
Ne yemini idi bu? Herhalde tarafsız olacakları ve herkese eşit davranacakları yolunda bir metin konmuştu önlerine.
Yani zaten yapmaları gerekenin sözlü veya yazılı olarak kayıt altına alınması. Çok garip gelmişti bana.
Kılı kırk yararak listeler hazırlıyorsunuz ama onlara güvenmiyor, yemin ettirip işinizi garantiye aldığınızı sanıyorsunuz.
O zaman şu soru geliyor aklıma; Sabri Çelik ve arkadaşları yeminlerini mi bozdu? Bu yüzden mi istifalarını istediniz? Yoksa herkesin bildiği gerekçenin dışında başka bir falsoları mı oldu?
Bu iş TFF kurumsal sitesinden “MHK Başkanı ve üyeleri istifasını sunmuş, TFF Başkanı da kabul etmiştir” cümleleri ile geçiştirilecek kadar basit bir hadise olamaz.
Madem sürekli şeffaflıktan söz edip duruyorsunuz, çıkın şu gerekçelerle MHK’nın istifasını biz talep ettik deyin.
Yeni yöntem her yerde aynı; ya görevden af istenir, ya istifa edilir.