Şenol Güneş, İnter karşısındaki performansları beğenilen takımı sürdü sahaya. Joker olarak kullandığı Serkan ile takviye edilmiş orta sahada inisiyatifi elinde tutup hem rakibin atak başlangıçlarına önlem almayı, hem de topu kanatlara taşıyarak baskı altındaki Burak’ı rahatlatmayı düşünmüştü deneyimli teknik adam.
Buna karşılık Carvalhal’ın hesapları öncelikle beraberlik üzerine olmalıydı ki, dört savunmacının önündeki İbrahim Toraman ve Ernst’in yanı sıra, bu bölgedeki defansif ağırlıklı oyuncu tercihleri ile niyetini açıkça belli etmişti. Umudu, gününde bir Quaresma ile duran toplarda kullanmak istediği Almedia idi Portekiz’linin. Quaresma fırsatını buldukça sergiledi. yeteneklerini.
Trabzonspor ilk 20 dakikada istediklerini yapmak için daha istekliydi. İyi top çevirdi, oyunun kontrolünün kendisinde kalmasını sağladı. Colman, İnter maçındaki gibi takımını yönetirken, Zokora destekçisiydi. Sürekli iki kişinin markajında kalan Burak’ın boşaltacağı alanlara girecek isimler ise belliydi. Bunların başında Alanzinho ve Halil geliyordu. Ancak oyunda kaldığı 60 dakika süresince Brezilyalı oyuncu sabırları zorlayan top kayıplarıyla Güneş’in istediklerini vermekten uzak kaldı. Halil de öyle. Trabzonspor sadece bu bölümde değil, müsabaka boyunca üçüncü bölgede kayda değer pozisyonlar üretemedi.
Ev sahibi takım ikinci yarıda Quaresma’ya önlem almamanın sıkıntısını yaşamaya başladı. Özellikle sol kanatta buluştuğu toplarda doğrudan kaleyi yoklayan Portekizli oyuncunun sürekli yer değiştirmesi de bordo-mavili savunmada sıkıntı yarattı. İlerleyen dakikalarda Şampiyonlar Ligi maçının yorgunluğu da eklenince, oyundaki dengeler Beşiktaş lehine değişti. Geri dönüşlerde zorlanan Trabzonspor orta sahası ile savunması arasında büyük boşluklar oluştu. Bu tabloyu gören Carvalhal’in akılcı hamleleri Mustafa Pektemek ile Holosko gibi iki etkili forveti oyuna sürmek oldu. Nitekim hemen arkasında yine hızlı bir hücum ve Celustka’nın neden olduğu penaltı golü Beşiktaş’ın istediğini almasına yetti.
Buna karşılık Şenol Güneş’in, Adrian değişikliğinden sonra Henrique ve Volkan’ı son beş dakikada sahaya sürmesi doğru, ancak çok geç alınmış kararlardı. Maç boyunca istediği toplarla buluşamayan, sinirli tavırlarıyla dikkat çeken Burak’ın 88. dakikada kaleci ile karşı karşıya kaldığı anda yaptığı ise kalitesine yakışmayacak kadar kötüydü. Burak adına ise düşündürücü!
Trabzonspor’un dün akşamki en olumsuz yanı, oyundan düştüğü son on dakikada sinirlerine hakim olamaması ve kontrolünü yitirmesiydi. Bu, Şampiyonlar Ligi organizasyonunda yer alan bir takımın üzerinde kafa yorması gereken ciddi sorun olarak dikkat çekti.