Son dönemlerde izlediğimiz en ilginç maçtı. Futbolun içinde olan ve olmaması gereken herşey sığdı doksan dakikaya. Golleri, kartları, hataları, tartışılan hakem kararları ile tansiyonun tavan yaptığı maç, iki takım açısından adeta birer devre oynandı. İlk yarıda Antalyaspor’un sahada cirit attığı, ikinci bölümde Trabzonspor’un varını yoğunu ortaya koyduğu müthiş mücadele vardı.
Hangisinden başlasak ki? Örneğin Deniz Barış’ın golü. Deniz herhalde o golü yıllar sonra torunlarına anlatır. İnanmazlar diye de, yanına yayıncı kuruluştan alacağı kasedi koyar. Trabzonspor’un yaklaşık 50 metre top süren ve bir Allah’ın kulunun dur diyemediği Deniz’den yediği gol ancak hikayelere konu olabilirdi, sanırım gelecekte o da olacak.
Ya Ali Zitouni’nin vuruşu? Rakibin en etkili silahını arka direkte unutursan, faturası da böyle ağır olur. Antalya’nın iki golünde de Trabzonspor savunmasının büyük ihmali vardı. Aslında haftalardır geliyorum tehlikenin ürünüydü hepsi.
Şenol Güneş yoğun maç programında geniş denilen kadroyu olabildiğince kullanmak adına Zokora ve Halil gibi isimleri kulübeye çekmeyi tercih etmişti. Etmişti de, bu rotasyon pek işi yaramamıştı. Yoksa 35. dakikada Sapara’yı oyundan alıp, Halil’i sahaya sürmesinin nasıl açıklaması olabilirdi ki? İkinci yarı başlarken yaptığı Alanzinho-Zokora değişikliği ise bir yerlere mesaj gibiydi !
Güneş’in bu hamleleri ve soyunma odasında yaptığı konuşma, ikinci yarıda çok farklı bir Trabzonspor takımı izlettirdi. Biraz mahcup, çokça istekli ve hırslı bir takım. Fitili ateşleyen ise yine Burak oldu. Bordo-mavili takım adına “tam zamanında gelen gol” ekstra motivasyon oldu. Ve maçın en enteresan pozisyonu yaşandı ardından. Zokora’nın 30 dakika içinde ikinci sarı kart görerek soyunma adasının yolunu tutmasından sonra, hakem Suat Aslanboğa’nın çok tartışılacak penaltı kararı, Trabzonspor için büyük şanstı!
Hani Çarşamba’nın gelişi diye başlayan cümle vardır ya? Trabzonspor’da bu geliş haftalar öncesinden belliydi. Takım oyunundan uzak, sürekliliği olmayan, savunması bağıra bağıra tehlike sinyali veren bordo-mavili ekip, dün kelimenin tam anlamıyla “ucuz yırttı.” Bu görüntü ile iki kulvarda, hem de üç günde bir maç oynayarak istenilen futbolu sergilemesi ve skoru alması hayli zor. Geniş kadro mu? Onu ne yönetime ne de Şenol hocaya sorun! Bir dokunur, bin ah işitirsiniz.