Monaco zaten zor bir deplasmandı. Ama biz kendi işimizi daha da zorlaştırdık. Maxi Gomez’in henüz 10. dakikada Camara ile girdiği mücadelede faulü almışken rakibinin suratına savurduğu tekmenin ne affı ne mazereti olabilir. Uruguaylı futbolcu dün geceki yenilginin baş sorumlusudur. O tekme, yaptığı işe ve arkadaşlarının emeğine saygısızlıktı. Özürle filan geçiştirilemez.
Kırmızı kartın üç dakika sonrası gelen Monaco golü ise her şeyin tuzu-biberi oldu adeta. Merak ediyorum, Gomez ilk antrenmanda arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacak? Özür dilemen yetmez Gomez!
Ev sahibi takımın yaş ortalaması 24.5 imiş. 80 dakikadan fazla eksik oynamak zorunda kalan Trabzonspor’un bu fizik gücüne dayanma şansı olabilir miydi? Hem baskıyı kırmak, hem topu üçüncü bölgeye taşımak olağanüstü çaba gerektiriyordu. Monaco’nun farkı artırma girişimlerinde Uğurcan’ın kritik müdahaleleri ve direkt olmasa, daha ilk yarım saatte teslim bayrağını çekmiştik. Ama nereye kadar? Devrenin son dakikasında Vanderson’in sağ bekten gelip ceza alanı içinde Bardhi’den aldığı penaltı ağır geldi bana. Vanderson topun kontrolünü kaybettikten sonra dengesini sağlayamayıp düşünce, Gürcü hakem beyaz noktayı gösterdi. VAR da onu destekledi. Monaco kaptanı Ben Yadder bu bölümün skorunu belirledi.
Peki, Trabzonspor ne yapabildi ilk yarıda? Takım halinde savunmaya çalışırken kendi yarı alanından çıkmak zordu. Bir kaç şut denemesi dışında şansı yoktu zaten. Kabullenilmiş çaresizlik en acısı.
Bu kadar dezavantajlı durumda iken teknik direktör Abdullah Avcı’nın şapkadan tavşan çıkarmasını beklemek saflıktı elbette. Hoca ne yapsın? Oyuncu değişiklikleri sadece farkın artmasını engellemek ve averajın daha da bozulmasının önüne geçmek olabilirdi. Ama hamleler üçüncü golün ardından geldi. Tek golümüz ise Avcı’nın sakatlığı nedeniyle risk etmek istemediği ancak sahaya sürmek zorunda kaldığı Bakasetas’tan.
Böyle bir tabloda sahadaki Trabzonsporlu futbolcuları nasıl eleştirebilirim ki? Hiç birinin gerçek performanslarını ve yeteneklerini gösterme şansı yoktu. Çünkü planlar daha maçın başında bozuldu. Hatalar peşi sıra geldi. Takıma direnç sağlayacak kozu yoktu temsilcimizin. Buna Monaco’nun yakaladığı fırsatı değerlendirme iştahını da ekleyin, ortaya çıkan sonuç için kimse Fransız ekibini suçlayamaz.
Ancak şunun altını çizmek gerek; temsilcimiz Bakasetas’ın golünden sonra, maç eşit koşullarda oynansa çok daha farklı bir performans sergileyebileceğini gösterdi. Bu, rövanş için umut ışığı olabilir.
Diğer konu ise kaleci Uğurcan. Son haftalardaki düşüşü nedeniyle eleştirilen kaptan olmasa, temsilcimizin eksi hanesine fazlası yazılabilirdi. Felaketi önledi.
Trabzonspor dün gece hem fizik hem kafa olarak çok yıprandı. Bunun lige yansımaması mucize olur. Avcı’nın görevi ağır; oyuncularını travmadan çıkarıp diğer kulvara motive etmesi olağanüstü bir çaba gerektirecek. Ben hocanın deneyim ve bilgisine inanıyorum.
Bordo-mavili ekip yeni kadro yapılanması, rotasyon ve uyum sorunu yaşıyor. Süper lig neyse de, Avrupa’da tek ayak üzerinde yakalandın mı, kesiyorlar cezayı! Herkes için ders çıkarılacak bir doksan dakika oldu.