Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ligin yarıya yakını tamamlanmak üzere. Trabzonspor’un ezberlenmiş bir oyun planı, ideal bir kadrosu olduğu söylenebilir mi? Kesinlikle hayır. Gerekçeler değişik olabilir, teknik direktör tercihleri de önemlidir ama her maçta farklı bir takım görmeye alıştık artık.
Geçen sezonun şampiyonu istikrarlı bir tablo çizemiyor. Sistem ve oyuncu profili değişmiş olabilir. Ama bu kadar sürede soruna çözüm üretilemesi gerekiyordu. Geçen haftaki Karagümrük maçı ile dün geceki Giresunspor müsabakası arasındaki fark garip değil mi?
Trabzonspor ilk yarıda öne geçmesine karşın oyundan ve skordan memnun olan var mı acaba? Konuk ekibin şanssızlığı sonucu Bajic’e çarpıp ağlara giden top dışında, tribünleri heyecanlandıracak pozisyon izleyemedik.
Giresunspor ise istikrarlı bir ekip. Bakmayın fark yediğine. Mütevazı kadrosunu iyi tanıyan ve onlara güvenen bir teknik direktörü var. Hakan Keleş’in öğrencileri de bunun farkında. Oyunun ilk bölümünde Görkem ve Kuwas ile yakaladıkları iki fırsat vardı. Savunmada da çok iyi kapanıp, rakibe alan bırakmamaya çalıştı.
Trabzonspor cephesinde biraz Bakasetas, biraz da Trezeguet’in gayretli olduğunu gördük. Orta alanda ise Siopis direnişi.
Geçen hafta Karagümrük travması yaşayan bordo-mavili ekip kazanmak için istekli miydi? Evet ama sadece istekli olmak yetmiyor. O kadar yetenekli oyuncun var... Adam eksiltecek, savunma arkasına pas atacak, forvetini pozisyona sokacak, kanatları etkili kullanacaksın.
İkinci yarıda sınırları zorlayan ve futbolun doğrularını yapmaya çalışan bir takım vardı sahada. 60. dakikadan sonra adeta kimlik değiştirdi Karadeniz temsilcisi. Attığı ikinci golün hikayesi ilginçti. İki dakika içinde iki köşe atışı, Gomez’in iki kafa vuruşu, kaleci Onurcan’ın iki mükemmel kurtarışını izledik. Hani mahalle maçlarında derdik ya, “üç korner bir penaltı” diye. Ona gerek kalmadı, Gomez üçüncü korneri ‘es’ geçmedi. Hemen sonra Doğucan’ın daha formasını terletmeden tribünleri rahatlatan golü geldi.
Bakın, oyun farklı, skor farkı. Ben oyun tarafındayım. Doğrusu, tatmin edici bulmadım. Taraftar memnun olabilir, lakin gözlerim geçen sezonun ilk yarısındaki Trabzonspor’u arıyor. Coşkulu, arzulu, kendini kabul ettiren ve sahada ağırlığını hissettiren Trabzonspor’u. Umarım Giresunspor galibiyeti hasretin sona erdiği maç olur.
Son olarak; teknik direktörlerin işine karışmak gibi bir huyum yok. Abdullah Avcı’nın da oyuncu tercihlerine her zaman saygı duymuşumdur. Takıma kimi koyuyorsa vardır bir bildiği diye düşünürüm.
Ancak Hamsik konusunda kafam karışık. Lider oyuncu sakat mı, hocası ile arasında bir sorun mu var? Yoksa böyle bir maçta son on dakikada oyuna girmesi garip geldi bana. Haksızlık olmuyor mu bu düzeyde bir futbolcuya? Kaygılarımda yanılmak isterim. Sağlıklı bir Hamsik’i izlemek her zaman keyif veriyor çünkü.
Bir de Abdülkadir Ömür konusu. Sevgili kardeşim; hocan sana bu kadar inanıyor ve güveniyor. Sen de eski günlerine dönmek için daha fazla çaba göster. Senden beklentilere karşılık ver. Hamsik’e övgü yağdırdım ama, sen çok daha değerlisin benim için.