Orhan Şam futbol karakterini beğendiğim bir oyuncu. Talihsiz doping olayınının ardından “Ağabey umarım haksızlığa uğradığım en kısa sürede ortaya çıkar ve formama kavuşurum” diye dert yanmıştı.
Fenerbahçeli kadın basketbolcu Taurisi’nin, Hacettepe Üniversitesi Doping Kontrol Merkezi’ndeki tahlillerinde hata yapıldığının ortaya çıkmasından sonra, Orhan Şam’ın yüreğine su serpilmişti.
Gençlerbirliği kaptanına gerek disiplin kurulu aşamasında, gerek sonraki dönemde destek olup yol gösteren, ilginçtir dolaylı yoldan da olsa Fenerbahçe idi.
Bir haftadır Orhan Şam’ın, Fenerbahçe’ye transferi konuşuluyor.
Başkent ekibiyle 2012 Mayıs’ına dek sözleşmesi bulunan Şam’ın bu transfere sıcak baktığını biliyoruz.
Son üç ay içinde yaşanan olaylar ve gelişmeler, insanın aklına ister istemez Fenerbahçe - Orhan Şam yakınlaşmasının doping sürecinde başladığını getiriyor.
Buna “uydurma bir senaryo“ diyenler çıkabilir.
Saygı duyarım!
Bazı Fenerbahçeli yöneticiler, Orhan’ın aklanmasına katkıda bulunarak genç oyuncunun transferine zemin hazırlamış olamaz mı?
Bu düşünceden yola çıkarak 2 yıl futboldan uzak kalma tehlikesinden kurtulup sahalara eskisinden daha hırslı ve istekli dönen Orhan’ın, Fenerbahçe’yi istemesi de çok doğal.
1 yıllık kontrat mı? Sorun değil.
Cezası bittiğinde Orhan’ı bedelsiz göndermesi gereken İlhan Cavcav’ın “makul“ bir bonservis ücretine hayır diyeceğini hiç sanmam!
Geçmişte Erkan, Metin Diyadin, Uğur Boral ve Gökhan Gönül gibi transferlerde “tam isabet“ sağlayan Fenerbahçe, yine istediğini elde edebilir.
Transfer önerisinin aynı mevkide görev yapan eski takım arkadaşı Gökhan Gönül’den gelmesi senaryoyu geçersiz kılar mı?
Tabii ki hayır.
İkisi de çok yönlü oyuncu. Gelecek sezon hedeflerini Türkiye dışına taşımayı kafasına koyan bir takımda rahatlıkla forma giyebilirler.
Hele transferi Aykut Kocaman istiyorsa!..
Neticede, nişan yüzüğü aylar öncesinden takılan bu birlikteliğin nikahı Haziran ayında kıyılır, şahitliklerini de İlhan Cavcav ile Aziz Yıldırım yaparsa, uydurma senaryoyu filme çekecek bir yönetmen de bulunur elbet!
Rakı şişesi ve Volkan
Şişe 35’lik.
Başbakanın mesajı alındı mı?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hafta başında katıldığı televizyon programında konunun altını net bir şekilde çizdi;
“Yabancı futbolcu sayısının artması ticaridir. Kendi gençlerimize büyük imkanlar tanımıyoruz. Yarın milli takımı oluşturmakta bile sıkıntı çekebiliriz.”
Tespit ve mesaj çok açık.
Adres, kulüpler ve Futbol Federasyonu.
Başbakan diyor ki, “Ey kulüpler, tribünleri doldurmak için yıldız futbolcuları getiriyorsunuz, kabul. Lakin sıradan yabancılar yerine Türk gençlerine de kadrolarınızda yer vermezseniz milli takım düzeyinde başarı hayal olur. Ey federasyon sen de gereğini yap.”
Milyonlarca euroyu harcarken alt yapıya da yatırım yapmayı unutmayın diyor Başbakan.
Geçen yıl çok tartışılmıştı.
Futbol Federasyonu yabancı oyuncu sayısını artırırken daha çok kulüplerin taleplerini dinlemiş, milli takımla ilgili endişeleri göz ardı etmişti.
Belki de yurt dışındaki kaynaklara güvenip, “elin oğlu nasıl olsa yetiştiriyor, biz de alır milli formayı giydiririz” kolaycılığına kaçılmıştı.
Şimdi en yetkili makamdan uyarıyı aldılar.
Mevcut federasyon veya yerine gelecek bir başkası.
Yabancı kontenjanıyla ilgili sezon başlamadan önce yeni bir düzenleme yapılacağı aşikar.
Nereden mi biliyorum?
Eee, Başbakan öyle söylüyor!
Yükselen değer, Bank Asya
Bitime dokuz hafta kalan Bank Asya’da tam dokuz takımın Süper Lige yükselme şansı var.
Liderlik her hafta el değiştiriyor, bahisler alt üst oluyor.
Kümede kalma mücadelesi de öyle.
Düşmeye aday yedi takım can havliyle tutunmaya çalışıyor.
Bu heyecan süper ligde bile yok.
Her fırsatta futbolun marka değerinden söz eden Federasyon şu fırsatı iyi kullanmalı.
Bank Asya’da mücadele eden kulüplerin iki önemli gelir kaynağı var.
İlki İddaa, diğeri naklen yayın girdileri.
Yapılmış zamanlı sözleşmelere lafımız yok.
Ancak karşılıklı uzlaşmayla kulüp payları artırılabilir, dolayısıyla ligin kalitesi yükseltilebilir.
1. lige yapılacak yatırımlar Türk futbolunun geleceği açısından çok önemli.
Oyuncu kriterleriyle ilgili yeni düzenlemeler de Avrupa’nın pek çok ülkesinde yaşanmayan bu coşkuya katkı sağlayabilir.
Hem ligin sponsorları, hem yayıncı kuruluş, hem de kulüpler açısından bu şans iyi değerlendirilmeli.
Görev Futbol Federasyonu ve ligin paydaşlarının.