“Ya hep ya hiç” dediğimiz maçlar vardır. Trabzonspor’un dün geceki Monaco sınavı da böyle bir mücadeleydi. Kazanırsa yoluna devam edecek, puan kaybederse başka bir mecraya savrulacaktı. Abdullah Avcı’nın dediği gibi bu maçta cebine koyacağımız bir galibiyet olmalıydı.
İşler kötü gitmeye görsün; o psikolojiden çıkmak kolay değil. Hem fiziksel, hem mental olarak yaşadığınız yıpranmanın altından kalkmak için olağanüstü bir çaba gerekir. Trabzonspor öyle bir silkindi ki, hem üzerindeki ölü toprağını attı, hem “her kulvarda varım” dedi. Futbol şansı da yanınızda olunca, yüzünüz güler elbette. Karadeniz ekibi olağanüstü bir oyun ve skor elde ederken, tribünlerden yükselen ıslık seslerini de kesmeyi bildi. Trabzonspor taraftarı “sabır” sözcüğünün anlamını öğrenmeli artık.
İyi başlamadık maça. Fransız ekibi ilk yarım saatte önce Embola sonra Fofana ile yüreğimizi ağzımıza getirecek pozisyonlar üretti. Kaleci Uğurcan’ın müthiş refleksleri olmasa teslim bayrağını erken çekmiştik. Ardından yine Embolo ve Diatta ile bulduğu fırsatları vardı Monaco’nun. Kabus gibiydi bu bölüm.
İlk yarının sonlarına doğru hızlı hücumlarla şans yaratmaya başladık. Bartra, Bakasetas ve Gbamin ile uzaktan denemelerimiz oldu. Organize bir hücumumuz yoktu ama ağırlığımızı hissettirmeye başladık.
Futbol çok acımasız ve hata affetmeyen bir oyun. 44. dakikada yeşil sahalarda ender görülecek bir gole tanıklık ettik. Maçın da kaderi oldu. Trabzonspor’un önde baskı kurduğu bir anda Monaco kalecisi Nübel topu uzaklaştırmak isterken, altı pasın içinde takım arkadaşı Sarr’ı nişanlayınca olan oldu. Bizimkilerin yapamadığını rakip yaptı.
Soyunma odasına önde giden Trabzonspor’un ikinci yarıda oyun stratejisi ne olacak diye merak ederken Avcı’dan radikal bir hamle geldi. Başarılı bir 45 dakika çıkaran Hüseyin’i alıp Hugo’yu sürdü oyuna. Bartra sağ beke, Hugo savunmaya geçti. Hayrola dedim ama, Abdullah hocanın haklı çıkması uzun sürmedi. 48. dakikada Bakasetas’ın kornerinde Hugo o çok sevdiği hava topuyla buluşunca Monaco ağları ikinci kez sarsıldı. Savunmadaki performansı da harika idi.
Gol, müthiş bir öz güven getirdi takıma. Uzun zamandır bu kadar istekli ve kazanma arzusu içinde görmemiştim Trabzonspor’u. Yine rakip alana iştahla giderken kazandığı frikik için topun başına gelen Bardhi tabelaya bir çentik daha attı.
Zaman zaman eleştiriyorum, lakin Abdullah Avcı bu kez yaptığı oyuncu değişiklikleri ile futbol aklını ve bu kadroyu ne denli tanıdığını kanıtladı. Yaptığı her hamle sonuç verdi. Her dokunuş skora etti. Ne olur karışmayın hocanın işine.
Trezeguet de payını kaptı. Attığı gol kadar öncesinde rakibini saf dışı bırakması da alkışı hak etti. Müthiş bir son vuruştu. Monaco’yu Trabzon’a geldiğine pişman etti adeta.
Altını çizmem gereken bir konu da, Trabzonspor’un dün gece sergilediği takım savunması. Müthiş bir dayanışma vardı. Herkes görevini eksiksiz yaptı.
Bana “takımın yıldızı kim” diye sorsalar; kimseyi ayıramam, hepsi derim. İllaki yıldız istiyorsanız, “başarının mimarı Abdullah Avcı’dır” derim.
Bu skor bordo-mavili ekibi ligde de motive edecektir kuşkusuz. Futbolu çok bilenler değil, futbolun hangi koşullarda oynandığını anlayanlara mesajdır dün geceki skor. Az susun, haddinizi bilin.