Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Pandeminin yoğun dönemlerinde, Ankara dışında, Temelli- Macun’da sığındığımız 94 haneli bir köyümüz vardı.
Şehirden kaçan geliyordu. Bu vesile ile güzel dostluklar oluştu, mevcutlar sağlamlaştı.
Bunlardan biri de köyümüzün “ağır abisi” İbrahim Yoğurtçuoğlu idi.
2020’nin sonbahar ayları; bahçedeki söğütün altına oturmuş sohbet ediyorduk. İbrahim abi iyi Fenerbahçelidir. Konu futbola geldi. Sonra da TFF Başkanı Nihat Özdemir’e.
“Sanıyorum Nihat bırakacak” dedi.
Yaşıtlar ve başkanı yakından tanıyan, sık görüştüğü bir kankası var. Adı bende kalsın, o anlatmış İbrahim abiye...
Bakın, 1.5 yıl öncesinden söz ediyorum.
“Çok yoruldum, bunaldım. Zaten rica ile kabul etmiştim. Ailemden çok uzak kaldım” demiş...
“Daha dur, bu kadar kolay pes etmez” karşılığı verdim.
“Görürsün” diye kısa bir yanıt aldım.
Haklı çıktın be abi!
Niye anlattım bu anıyı?
İstifayı kimsenin aklının ucundan geçirmediği günlerde, Nihat Özdemir en güvendiklerine işaret etmiş yaşanacakları.
Başkan olduğuna bin pişmandır diye düşünüyorum. En çok da kendisine “dikte edilen” ekibinden kuşkusuz.
Kimse Özdemir federasyonunun başarılı olduğunu söyleyemez. Kendisinin de önemli hataları vardı. İstifasını “sürpriz” görenler, kararın “icazetle” alındığını düşünemeyecek kadar saftır. Belki erken oldu ama, “affı” kabul edildi!
Lakin gelişmeleri sadece “yayın ihalesi, hakem- MHK krizi ve milli takımın başarısızlığına” bağlamak yanıltıcı olur. Bu faktörler bardağı taşıran son damlalardır. Süreci hızlandırmış ve durumu Özdemir açısından tahammül edilemez hale getirmiştir. Asıl gerekçe; yıllardır futbolun içinde olmasına karşın yanılgıları ve hayal kırıklıklarıdır. Dolayısı ile iş hayatı dahil, en acı dersleri TFF başkanlığı koltuğunda otururken çıkarmıştır eminim.
Peki ne oldu?
Nihat abinin bırakma gerekçeleri ortadan kalktı mı? Sorunlar çözüldü, krizler atlatıldı mı? En azından haziran ayına dek böyle bir şey olmayacak.
Türk futbolunun derdi; Nihat, Servet, Göksel, Ali, Ahmet değil. İsimler üzerinden yürümeye çalışırsak bir arpa boyu yol alamaz, aksine gerileriz.
Hep Avrupa’yı örnek gösterip, futbol kültüründen söz ediyoruz ya. Evet bizde köklü bir futbol kültürü var!
Güçlünün hakim olduğu, zayıfın ezildiği, çıkar ilişkilerinin geçerli kılındığı, adalet duygusunun yitirildiği, vicdanların köreltildiği, siyasetin oyuncağı edilmiş bir futbol kültürü!
Maalesef, içeride-dışarıda imajımız bu!

Haberin Devamı

Bardak kırıldı, yapışmaz artık

Haberin Devamı

8 Mart “operasyonu” Türk hakemliğinde onarılması güç yaralar açtı.
Hakemler “içeridekiler” ve “dışarıdakiler” diye keskin biçimde ikiye bölündü.
Tahkim’deki davayı kazanan, ancak hâlâ görev alamayanlar ve ligi tamamlaması öngörülen isimler arasında soğuk rüzgarlar değil, kutup fırtınaları esiyor artık.
Sokakta karşılaşsalar selam vermeyecek ruh halindeler.
Evet, hakemler hiçbir dönem birlik olamamış, bu tarz krizler yaşanırken kimse kimsenin arkasında durmamıştır.
Bugün mağdur duruma düşenler, geçmişte yapılan haksızlıklara karşı seslerini yükseltebilmiş midir? Üzülerek söylüyorum hayır!
Bir hakemin FİFA kokartı sökülürken yanında yürüyemeyen, komik gerekçelerle hakemliği bitirilen arkadaşlarına sahip çıkamayan bir camiadan söz ediyoruz.
Her olumsuzluğu ve başarısızlığı hakemlere bağlayanlar, şimdi “ohh” olsun diyordur eminim.
Yıllardır “hakem dostu” olmakla suçlanan ben, üzülüyorum yaşananlara.
Taraf değilim, taraftar değilim; ama böylesi bir kırılmanın futbola büyük zararlar vereceğini kestirebilirim.
En basitinden bir tehlikeye dikkat çekeyim; Haziran ayında yapılacak federasyon seçiminden sonra Merkez Hakem Kurulu değişse ve 12 hakem klasmanlarına dönse...
Gelecek sezon hiçbir şey olmamış gibi nasıl maçlara çıkacak bu hakem grubu? “Dışarıdakilerden” bir hakem sahada, “içeridekilerden” bir hakem VAR’da hangi psikoloji ile görev yapabilecek? Ya da tam tersi.
Aradaki kara kediyi kim ve hangi deha ile çıkarabilecek?
Hakem dediğin biber fidesi değil, ilkbaharda ekip, sonbaharda hasat edemezsiniz.
Bu kadroyu oluşturmak yıllar sürdü. Şimdi en az on yıla daha ihtiyaç var.
İşte eseriniz! Ama eminim, emeği geçen ve katkı sağlayanların futbol dünyasındaki ömürleri, bir fide kadar olmayacak!

Haberin Devamı

Bana bir FIFA listesi yapın!

Halis Özkahya hakemliği bıraktıktan sonra 2022 FIFA listesine “zorla” Zorbay Küçük adı yazılmıştı.
Süreç bu haliyle devam ederse, TFF Merkez Hakem Kurulu 2023 için Cüneyt Çakır, Ali Palabıyık ve Abdülkadir Bitigen’in yerine yeni isimler bildirmek zorunda kalacak.
Ben yorum yapmıyorum; buyrun listeyi siz yapın. Mevcut 15 hakem içinden bu kokartı takacak yetelirlilikte üç kişi bulun, ben de bir daha hakem yazmayayım!