TFF’nin geçmişte büyük eleştirilere hedef olan kurullar konusunda “ince eleyip sık dokuma” politikasına katılıyorum. Sütten ağızı yanmadan yoğurdu üfleyerek yemek de bir tercihtir. Ancak özellikle Merkez Hakem Kurulu’nun oluşumu sürecinin çok uzadığını düşünüyorum.
Bu da kaçınılmaz olarak bazı sorunları beraberinde getirecek. Yeni MHK Başkanı Sabri Çelik ve ekibinin işi zor. Ligin başlamasına bir aydan az süre kaldı. Araya 10 günlük bayram tatili girdi. MHK’nin de iki ayağı bir pabuca.
TFF; “gözlemci ve hakem klasmanlarına geçici çözüm bulup”, Dünya Kupası arasına dek mevcut kadrolarla devam dedi. Zaten yenisi yapma gibi bir şansları yoktu.
Lakin; bu işin eğitimi, testleri, en önemlisi moral motivasyon bölümü var. Kırgınlıkları gidermek için harcanacak enerji de cabası. Zaman az, sorun fazla. Kimsenin elinde sihirli değnek yok, mucize beklemeyin.
Beş yardımcı hakem!
Yeni MHK’nin oluşumuna gelince... Belki de tarihinde ilk kez bir MHK’de 5 yardımcı hakem yer alacak. Sürhat Müniroğlu, Baki Tuncay Akkın, İsmail Köse, Aynur Aysun Akar ve Bülent Gökçü. Yani kurulun yarıdan fazlası yıllarca bayrak sallamış isimler. Eminim Sabri hoca listesini yaparken epey zorlanmıştır. Avantajları ise işe dört elle sarılacak, hevesli bir ekip gibi görünmesi.
Bu yeterli mi? Hayır yeterli olamaz. Konan kriterlere uyan başka adaylar bulunamadığı için, zorunluluktan oluşan bu kurulda yükün önemli bölümü, başkan ve iki üyenin oluşturacağı “Profesyonel müsabaka icra kuruluna” (PMİK) kalacak. Evet geçmişte de öyle idi fakat, MHK’nin tek görevi profesyonel liglere, kupalara hakem, gözlemci, mentör atamak değil ki... Diğer sorumlulukların paylaşımında da deneyim, birikim ve vizyon gerekir.
Kesinlikle önyargılı değilim ve üyelerin her birinin geçmişteki emeklerine saygım var. Umarım bu fırsatı hakemlik camiası ve kendileri adına iyi değerlendirirler.
Bu arada TFF’nin, kurulda bir kadın hakem projesini destekliyorum. FIFA kokartlı eski yardımcı hakem Aynur Aysun Akar’ın listede yer almasına, federasyon başkanı ile hemşehri olması dışında karşı çıkamam. Ancak bu ülkede uluslararası arenada çok daha üst seviyede ve deneyimi olan, hakemliğin gelişim sürecini yakından takip eden eski kadın hakemler var iken, Akar’ın tercih edilmesi “tavsiye” gibi geldi bana.
Sabri Çelik bugüne kadarki en ciddi liderlik sınavından geçecek. Hakemlerin performansı noktasında, TFF başkanı ile MHK başkanının kaderleri ortak olacaktır.
Son olarak şunun da altını çizeyim; bugüne dek eleştirilmeyen tek MHK olmamıştır. Sabri Çelik de er veya geç nasibini alacaktır.
Neticede; futbol dünyası ve hakem camiası dikensiz gül bahçesi değildir. İşini adaletli yapmaya çalışırken; önerilere açık olmak, hoşgörü ve sabır barındırmak gerekir...
Türk futboluna hayırlı olsun.
VAR’a tek ayakta yakalandık
Video asistan hakemliğinin (VAR) doğru kullanıldığında, futbola katkı sağladığı inkar edilemez. Önemli olan tecrübeli kadrolarla işi sürdürmek. Aksi takdirde teknolojiyi de elinize yüzünüze bulaştırırsınız. Olmadı mı? Alâsı oldu.
Geçmiş dönemlerde alınan bir kararı yeni federasyon bu sezon yürürlüğe koyacak. TFF 1. Lig’de de artık VAR sistemine geçilecek.
Peki hazır mıyız? Endişelerim var. Merkez Hakem Kurulu’nun elindeki VAR kadrosu kısıtlı, yeni katılanlar deneyimsiz. Üstelik TFF, sahadaki ve VAR’daki hakemleri ayırdı, seçenekler azaldı.
Gelelim altyapıya. Bıraktım 1. Lig kulüplerinin statlarını, Süper Lig’e yeni yükselen takımların çoğu VAR’a ya hazır değil, ya uygun değil.
1. Lig de öyle. Peki ne olacak? Bu statlarda görevlendirilecek VAR hakemleri, naklen yayın arabasına sıkışıp kalacak. Bu da, her hafta onlarca hakemin seyahat etmesi demek.
TFF’nin açıklamasına göre, gerekirse UEFA’ya bağlı ülkelerden VAR sertifikasına sahip hakemlerden yararlanılacakmış. Orada durun. Avrupa’dan, hadi diyelim en tasarruflusu 2 bin euroya hakem getirdiniz. Bu 35 bin lira demek. Siz VAR hakeminize ne veriyorsunuz? 4 bin 400 lira. Alın size bir huzursuzluk sebebi daha!
Yabancı hakem, kulüplere ve kamuoyuna mesaj ise anlarım. Ama uygulamaya geçmesi, yazıldığı kadar kolay olmayacaktır.
Maalesef, VAR’a tek ayak üzerinde ve hazırlıksız yakalandık!
Çok gevşedik!
Yaklaşık üç yıldır Kovid ve mutasyonları ile uğraşıyoruz. Resmi makamlar ciddiyetini yitirdi. Gevşedik. Gerçek farklı. Tehlikenin bittiğine inanmıyorum. Değerli bilim insanları sürekli uyarıyor; “Kapalı alanlarda maskeyi ihmal etmeyin” diyor. Bir ay sonra futbol ve salon sporları başlayacak. On binlerce insan, omuz omuza müsabaka izleyecek.
Belki yazı atlatabiliriz. Ama sonrasında bu duyarsızlık yeni kısıtlamalar getirmesin bize. O günlerin maddi - manevi bedelini ağır koşullarda ödedik. Bir sabah yine kabuslar görerek uyanmamak için önce kişisel, sonra toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.