Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abdullah Avcı “kum saatini” tam 8 hafta önce çevirmiş ve “zaman artık lehimize işlemeye başladı” mesajı vermişti.
Beşiktaş beraberliğinden sonra ilk kez bu denli iddialı görmüştük Avcı’yı; “Biz şampiyon oluyoruz” cümlesi, puan farkının verdiği rahatlıktan çok, oyuncu grubuna duyduğu güven ve hedefe inancın net ifadesi idi.
Haksız değildi deneyimli teknik direktör. Hakkını verelim, onun raporları ve yönetimin desteği ile ligin en geniş, en verimli ve kaliteli kadrosunu kurdu Trabzonspor. Avcı’nın yerinde kim olmak istemez ki? Lakin oyuncularının da sorumluluğunu taşıması gerek. “Biz elimizden geleni yaptık” demek kabul görmüyor. Kusura bakmasınlar, banka kredisinin de faizi var. Dün gece “önemli oyuncuları yok” denen lider yine “tam takım” çıktı” sahaya. Aradaki puan farkına aldanmayın; şampiyon olduk” psikolojisi çok tehlikelidir. Bu yanılgı; kimya, fizik, biyoloji, matematik masada ne varsa bozar.
Gaziantep deplasmanında istekli olmasına karşın, istediklerini yapamayan bir Trabzonspor vardı. Karadeniz ekibinin en etkili silahları kanat oyuncularıdır. Bunlar da Nwakaeme ve Visca. Son haftalarda ikisi de beklenenin altında kalıyor.
Pozisyon olarak zengin bir ilk bölüm izlesek de, iki takımın kalecilerinin kritik kurtarışları yanıltıcı olmasın. Trabzonspor orta sahasından kolaylıkla başlayan hücum organizasyonlarında Gaziantepspor’un rakip kaleyi uzak-yakın yoklamalarında sahnede yine kaptan Uğurcan vardı. Hakkını verelim, ev sahibi ekipte file bekçisi Günay kritik dokunuşları da skora etki etti. Puanda “ben de varım” dedi.
Dikkatimi çeken şu; Siopis’in yokluğunda Trabzonspor’un savaşan oyuncusu yok gibi. Evet, Hamsik lider ama savunması eksik. Abdülkadir Ömür görevi gereği rakip savunmayı karıştıracak, boş alan bulunca kaleyi yoklayacak. Bunlar iyi de, tüm yük Dorukhan’a kalınca planları tutmayan bir Trabzonspor izledik. Takımın en formda oyuncusunun 70. dakikada sakatlanarak çıkmasının izahı ne olabilir ki? “Bittim” dedi.
Kadronuz ne kadar güçlü olursa olsun, bir takımın yarıdan fazlası teknik direktör beynidir. Avcı’nın devre arası direktiflerini anlamak için kahin olmaya gerek yok. “Topa sahip ol, doğru kullan” talimatı verdiği kesin. Ya öğrencileri ne yaptı? Sorun fiziksel değil, zihinsel. “Nasıl olsa kazanırız” derseniz, ayağınıza dolaşır.
Trabzonspor’un ikinci yarıdaki çabası skoru korumak üzerine idi, kimse hikaye anlatmasın. Kağıt üzerinde favori yok artık bu ligde. Ahlara vahlara gerek yok. Son üç maçta kazanılan iki puan. Bu hiç normal değil. Tıpkı Trabzonspor oyuncularının ruh hali gibi. Çok gerginler ve acilen bir terapiye ihtiyaçları var. Görev hocanın. Avcı’nın işi bu.
Şampiyonluk kutlaması için parmak hesabı yapan camia endişe etmeli mi? Buradan dönmek mucize. Abdullah hocanın “kum saati” belki mola verdi. Sonuçtan iştahlanan var ise umutlanmasın. Bazı oyuncuların performansındaki farklılık şampiyonluğa koşan bir takıma yakışmıyor sadece.
Rahat, coşkulu bir Trabzonspor bekliyor taraftar. Acele etmesinler. Tarihi bir hikayeden söz ediyor isek, panik yapmadan cebine koyduğu kredisini doğru harcamaması gerek.
Sonuç mu? Canımızı sıkan lige azıcık heyecan gelmesi kötü mü?