Türkiye bir aydır şike ile yatıp, teşvik ile kalkıyor. Her gün yeni bir iddia, her hafta sürpriz gözaltılar.
Bu günlerde komşu da aynı dertten şikayetçi.
Ancak tepki vermekte daha hızlı.
Top yekün iflastan Alman ağabeyin son andaki müdahalesi ile kurtulan Yunanistan, şike konusunda hayli cesur.
Gerçi soruşturmada adı geçen kulüpler ve yöneticileri “çerez” sayılabilecek cinsten ama, olsun!
Önemli olan UEFA Başkanı Platini’nin anlamlı(!) ziyaretinden sonra gösterilen kararlılık ve sergilenen tavır!
Ne yaptı Yunan Futbol Federasyonu?
Belgeler, bilgiler, kanıtlar bir ayda incelendi, Kavala ve Olimpiakos Volos alt lige yollandı.
Peki, bu takımların arasında çılgın taraftarıyla ünlü PAOK, AEK veya Panathinaikos olsa, aynı sertlikte davranabilir miydi Yunanlılar? Kim bilir?
Neden mi soruyorum bu soruyu?
Biz bu konuda biraz dertliyiz de.
İlgili ilgisiz her kafadan bir ses çıkıyor.
Memleketimin keşfedilmemiş(!) onlarca spor hukukçusu, futbol enstitüleri ve çok bilmiş futbol yorumcuları bir yere kadar da...
Geçmişle hesaplaşabilmek adına ortam kollayan fırsatçılar ve sevgili Hasan Pulur ağabeyin ifadesiyle “medrese kaçkınları” da hodri meydan çekiyor kendi çaplarınca!
Dahası var. Şike soruşturması devam ederken küme düşecek takımlar hakkında kehanette bulunan siyasetçiler, sürekli olarak yargı bağımsızlığına vurgu yapan bakanlar ve muhalefet partili vekiller de katılıyor “uzmanlar” kervanına.
Hal böyle olunca, ülkenin Başbakanına da söz söylemek düşüyor elbette.
Mesaj federasyona
Aslına bakarsanız, yaşanacak kaosun farkında olan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşımı, yukarıda saydığımız unsurlardan çok daha makul, gerçekçi ve şike operasyonunun rotasını çizecek nitelikte.
Ne diyor Sayın Başbakan?
“Yaşananları arınma süreci olarak değerlendiriyorum.”
Yani?
Türk futbolunun geçmişten gelen kirlenmişliği artık temizlenmeli!
Devam ediyor Başbakan:
“Bu süreçte Fenerbahçelilik yapamam.”
Yani?
Temiz futbol isteyen her futbol sever gibi Fenerbahçeliler de alınacak kararlara saygılı yaklaşmak zorunda.
Erdoğan’ın en ilginç saptaması ise şu:
“Futbol Federasyonu’nun duruşunu takdir ediyorum. Kılı kırk yarıyorlar.”
Başbakanın altı kalınca çizilecek ve zor günler geçiren Futbol Federasyonu’nun elini güçlendirip, cesaretlendirecek asıl mesajı bu.
Yani?
“Korkmayın, alacağınız her radikal kararın arkasında ben varım.”
Buradan şu sonucu çıkarabiliriz;
Başbakan, liglerin ertelenmesi, Etik Kurulun incelemesi, Mehmet Ali Aydınlar Federasyonu’nun yaşadığı sıkıntılar ve şike soruşturmasının olası sonuçlarının doğuracağı ekonomik sarsıntılar hakkında ilk ağızdan bilgilendiriliyor. Tüm gelişmeleri yakından takip ediyor.
Anlaşılan, sporla ve özellikle futbolla bu kadar yakından ilgilenen Erdoğan’ın açıklamalarından sonra, kamuoyunun beklentileri üzerinden rant sağlamaya çalışanların da kendilerine yeni bir uğraş yaratması gerekiyor.
Erdoğan’ın misyonu
Başbakan’ın “temiz futbol” beklentisine katılmamak mümkün değil.
Lakinnn.
Güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği gözaltılardan başlayarak, ifade, savcılık ve mahkeme sürecine dek uzanan yolda tüm işlemlerin evrensel hukuka, insan haklarına ve medya etiğine uygun şekilde yapılıp yapılmadığı yolundaki endişelerin ortadan kaldırılması şart.
Eğer aylar sonra bazı insanların haksız yere hapis yattığı ortaya çıkar, kurumların suçsuzluğu kanıtlanırsa, hukuk adına yaratılan hukuksuzluğun neden olacağı tahribatın hesabı kolay kolay verilemez.
Dileğimiz, her duyarlı yurttaş gibi “temiz futbol” isteyen Başbakan’ın kafalarda oluşan soru işaretlerinin ve vicdanları rahatsız eden belirsizliklerin bir an önce giderilmesi için hukuk çerçevesinde yaşanan sürecin hızlandırılmasına katkıda bulunması.
Şaibesiz, emeğe ve alın terine saygı gösterilen bir ligi seyretmek hepimizin hakkı!
Hem de acilen...