Beş gün önceki Fenerbahçe galibiyeti küçümsenemezdi. Taktik savaşı idi. Abdullah Avcı dersini iyi çalışmıştı. Rakibin gücünü tartacak, analiz edecek, önlemini alacak ve bitirici darbeyi vuracaksın.
O maçta Avcı’nın öğrencileri önce Fenerbahçe’yi oynatmadı, sonra kontrolü eline aldı ve istediğini elde etti.
Dün akşam da benzeri bir planı Karagümrük’ten bekliyordum. Andrea Pirlo gibi bir futbol zekasından söz ediyoruz. Elindeki malzeme ne olursa olsun, pes etmeyecek bir karakterden. Eee bu satranç oyunu ise “zeka” öne çıkar, ego değil değil mi?
Maçtan önce önce; Abdullah hocayı dinlediniz mi? “Biz futbolun mantığını geliştirmeye çalışıyoruz. Bazen kazanır, kimi zaman planlarınız tutmaz kaybedersiniz.”
Evet hocam; gerçekler farklı. Geçen haftaya kadar Jorge Jesus’u övgüye boğanlar size yenilince yerin dibine soktular. Bu hafta farklı bir skor alınca, yazılarının mürekkebi kurumadan rota değiştirdiler. Şimdi size ne yazacaklar? Böyle bir hezimet şampiyon adayına yakıştı mı? Kimse kusura bakmasın, bu Trabzonspor takımı en az on yıl daha kent insanını mutlu edemez. İstatistikler, bilimsel çalışmalar, ekibin deneyimi. Eee nerede kaldı hepsi?
***
Bu hüsrana nasıl bir gerekçe bulursunuz bilmiyorum. Evet; bir teknik adam için en kötü senaryo oyunun başında gol yemektir. Hele akıl dışı olursa. Ozdoev bir orta yaptı, tüm savunma seyretti. Sonra Bartra faturayı kesti.
Lakin bu bir antrenman maçı değil. Hata affetmez. Hele savunmada gevşersen bedel ödersin. O nasıl bir yerleşme? Abdullah hocam kusura bakma da çekeceğin çok kulak var. Bu ne sorumsuzluk? Rakip ikinci kez geliyor ve Borini ile keyif yapıyor, herkes izliyor.
Ya uzatma dakikaları. Ya kardeşim Bartra, karşındaki amatör takım oyuncusu mu? Tamam ayağın kaydı, belki olası golü engelledin ama, kırmızı kartını inkar edebilir misin?
Eksik kalmış Trabzonspor’un ikinci yarıdaki performansı merak ediliyordu elbette. Abdullah Avcı’nın hamleleri de. On kişi kalmışsın, ne yapabileceksin. Gbamin stopere, Larsen son beke geçti. Hemen ardından Visca’nın sakatlığı ve Djaniny değişikliği. Futbolda adalet yok. Rakip de on kişi kalınca Trabzonspor’a şans doğdu diye düşünenler yanıldı. Futbol şans değil, fırsat ve akıl oyunu. 67. dakikada gelen Matteo Ricci’nin golüne şapka çıkarıldı.
Trabzonspor’un dün geceki performansı bir gerçekle yüzleşmesine sebep olmalı. Siz kimsiniz, Fenerbahçe maçını kazandınız diye şampiyon mu oldunuz? Ligden düşme adayı bir takıma üç fark yemek yakıştı mı?
Evet hocam ve gurur duyduğu şampiyon takıma gönderme yapan başkan Ahmet Ağaoğlu. Dün gece rakibe saygı göstereceğinize ve kendinize geleceğinize inanıyorum.
Boyun eğdiğiniz ekip bir yana, bu lig, kavga ile değil dostluk ve fair-play anlayışı ile değer kazanacaktır. Helal olsun Karagümrükspor’a..