Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yoğun maç trafiğinde her teknik adamın rotasyon yapma hakkı var elbette. Bedelini ödemeyi göze alırsanız eğer. Abdullah Avcı da Ümraniyespor karşısında tercihlerini bu yönde yaptı. Hüseyin, Arif, Naci, Bardhi ve uzun zamandır forma vermediği Marek Hamsik ile başladı kupa müsabakasına. Gol bölgesinde ise Gomez yerine Umut Bozok’u görevlendirdi.
Kadroda yer alan her oyuncu her an hazır olmalı. Sanırım Avcı’nın düşüncesi de onların yeterliliğini görmekti. Haklı mı çıktı? Evet; istediği hiçbir şeyi yapamadı Trabzonspor. Sıradan bir takım görüntüsü çizdi uzatma bölümüne kadar.
Gelelim asıl soruya; rakip lig sonuncusu Ümraniyespor değil de, Adana Demirspor olsa idi, Avcı yine benzer bir kadro sürer mi idi sahaya? Hiç sanmam. Kupa telafisi olmayan ve kazayı affetmeyen bir organizasyon. Bu yüzden önce skoru alıp, sonra dileğini yapmak en mantıklısıydı.  
Tehlikenin farkına varan deneyimli teknik direktör ikinci yarıya Gomez, Bakasetas ve Yusuf Yazıcı ile başladı. Peki değdi mi bu riski almaya, işini güçleştirmeye? Üstelik illaki gol diye yüklenirken rakibin hızlı çıkışlarını da hesaba katmak gerekiyordu. Nitekim Ümraniyespor öyle iki fırsat kaçırdı ki. 
Ve Marek Hamsik. Haftalardır yedek kaldıktan sonra bu maçta ilk on birde başlaması size de garip gelmedi mi? Oyundan çıktıktan sonra yedek kulübesi yerine soyunma odasına gitmesi yeni bir krizin ayak sesleri bence. 
Abdullah Avcı’dan daha sonra Djaniny-Peres hamleleri ve taktik anlamda yaptığı değişiklikler geldi. Ama ritmini bulamayan Trabzonspor karşısında cesur ve istekli bir Ümraniyespor vardı son bölümlerde. Her şey bitti derken uzatma dakikalarında Hugo’nun golüyle kaderi değişti maçın.
Gerçekten ilginç bir gece oldu. Bakasetas’ın kaçırdığı penaltı, Yusuf Yazıcı’nın takımına verdiği katkılar ile aksiyon ve heyecan arttı. Son sözü söylemek ise Gomez’e düştü.
Lakin farklı galibiyete karşın şunun altını çizmeliyim; bir mucize gerçekleştiren Trabzonspor kupaya veda etse idi, sorumlular arasında ilk sıraya Avcı’nın adını yazardım. Sanırım onun için de bir ders olmuştur. Kimseyi küçümsemeyeceksin bu kulvarda. Ummadık taş baş yarmadı ise önce Hugo’yu kutlamalı, sonra sizi büyük sıkıntıdan kurtaran oyunculara teşekkür etmelisiniz hocam!