Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rakip kim olursa olsun, hiçbir takım sahaya peşinen kaybetmek için çıkmaz. Stratejisini doğru belirler, iyi mücadele eder ve biraz da şansı yaver giderse, düşündüğünden de fazlasını elde edebilir.
Eğri oturalım, doğru konuşalım. Şampiyonlar Ligi "piyangosundan" sonra, fena sayılmayacak bir kura çeken Trabzonspor'un gruptaki rakibinin İnter olamayacağını düşününler çoğunlukta idi. İnter'in mabedi Giuseppe Meazza'dan puan çıkarmak mı? Hadi oradan!
Teknik Direktör Şenol Güneş'in oturtmaya çalıştığı sistem ve takım iskeleti henüz emekleme aşamasında iken, gruptaki ilk maçın zorlu bir deplasmanda olması "kaybedilecek puanlar açısından" çok da önemli değildi bu çoğunluk için!..
Dolayısıyla bu karşılaşmaya özgüven, birlikte oynama alışkanlığı ve gerçek performansların tartıya çıkması açısından iyi bir sınav olarak bakmak daha doğru olacaktı.
Ancak kendi liginde de sıkıntı günler geçiren 2010 yılı Şampiyonlar Ligi şampiyonunun dünkü halini gördükten sonra, Trabzonspor'un bu maçtan puanla ayrılması hiç de sürpriz sayılmazdı.
Peki böyle kötü bir rakip karşısında Trabzonspor ilk yarıda ne yaptı? Kelimenin tam anlamıyla saç baş yoldurdu. Hazırlık maçları dahil aynı şeyi söylüyoruz. Trabzonspor oyunu başlatmayı henüz beceremiyor. Becerdiğinde de hücuma kalkarken kaptırdığı toplar kendi kalesinde tehlikeye dönüşüyor.
Hangi birini sayalım? Önce Alanzinho, sonra Glowacki, ardından Serkan ve Halil. O eski İnter olsa, daha ilk yarıda Trabzonspor'u üçlük yapardı inanın. Tabii kaleci Tolga'nın da hakkını yemeyelim. Bu bölümde üç kritik müdahale gole davet ettiğimiz İnter'i durdurarak takımı ayakta tuttu.
Aynı Tolga 73. dakikada Milito'nun, 88'de Coutinho'un iki inanılmaz vuruşunu önlerken adının başına "Giuseppe Meazza fatihi" yazdırmayı bildi.
Gelelim o müthiş ikinci yarıya. İnter teknik direktörü başına gelecekleri sezmiş olmalı ki 55. dakikada sahaya iki önemli silahı Milito ve Alvarez'i birlikte sürürek çaresizliğine çözüm bulmaya çalıştı. Tribündeki Şenol Güneş'in karşı hamleleri ise Sapara ile Vittek oldu. Bu iki futbolcunun oyuna dahil olması Trabzonspor'un bir türlü yapamadığı hücum organizasyonuna hareketlilik getirdi. 75. dakikada ise Trabzonspor tarihine geçecek o gol geldi. Önce Vittek'in şutu direkte patladı, ardından pozisyonu takip eden Celustka klas bir vuruşla topu Cesar'ın yanından ağlara gönderdi. Bingooo!
Şenol Güneş maç öncesi basın toplantısında şöyle demişti: "Biz bu lige renk katacağız." Şimdi Güneş'in açıklamalarına bıyık altından gülenlere sormak gerek:
Deneyimli teknik adam haklı çıktı. Peki ya yüzü kızaran var mı?...