Sevseniz de, sevmeseniz de Cüneyt Çakır düne kadar dünyanın en iyi beş hakemi arasında yer alıyordu.
Tek hayali vardı, üçüncü kez dünya kupasında görev yapmak, Katar’da düdük çalmak. A Milli Takımımızın yer almadığı bir organizasyonda, ülkemiz adına büyük onur ve gurur olacaktı.
8 Mart’ta Türk hakemliğinin fişini çekenler, bu operasyonun gerekçesini dürüstçe açıklamadığı takdirde, yaşamları boyunca bu sorumluluğun altında ezilecekler.
Neden yaptınız? Bu hakemler maç mı sattı, bahis mi oynadı, herhangi bir kulüp başkanı ile iş mi tuttu, elinizde yasal olmayan telefon görüşmeleri mi var, çıkın söyleyin. Hangi kulüpler, hangi hakemler için sizden talepte bulundu, açıklayın. Çakır’ı bitirmek için neden sezon ortası operasyon yaptınız, anlatın!
İçeride hasım var da dışarıda yok mu? Olmaz mı? Hafızalarda yer eden Slovenya- Avusturya maçı. UEFA Başkanı kim? Aleksander Ceferin. Ülkesi, Slovenya. Ne alaka değil mi? Çakır’ın yönettiği maçın ardından, Slovenya EURO 2020 finaline gitme hakkını kaybetti. Fatura da bizzat Caferin tarafından deneyimli hakeme kesildi.
İnsanoğlu hep aynı. İntikam ve kin duygusu her yerde. İddia ediyorum, Cüneyt Çakır’ın Katar’a gitmesine engel olanların başında Ceferin gelir. Sonra da Türkiye Futbol Federasyonu!
Peki, UEFA yönetim kurulu üyesi Servet Yardımcı’nın yerinde, kulakları çınlasın duayen futbol insanı Şenes Erzik olsa ne yapardı?
UEFA’nın 11 kişilik listesinde Çakır’ın adı yazardı! Kendi ülkesinde 2.5 ay maç yönetemese de, Avrupa’daki görevleri elinden alınsa da, Erzik ne yapar ne eder Çakır’ı Katar’a gönderirdi.
Dün kendini “hakim” yerine koyup kalem kıranlar, yarın elbette bunun hesabını verirler.
Bu arada; Doğan Babacan ile başlayan rüya, Cüneyt Çakır ile bitti. Bundan sonra bir Türk hakemini Dünya Kupası veya Avrupa Şampiyonası’nda görmek için 40 yıl daha bekleriz. İşte eseriniz!
Lağvedin gitsin!
Ahmet Ağaoğlu Kulüpler Birliği başkanlığını bırakacağını açıklamış.
Şaşırdık mı? Hayır. Merakım; neden 6 Ocak’da değil de sezon sonu Trabzonspor’un şampiyonluğunu beklediği.
Dışarıdan gözlemleyen ya da içini bilmeyen, Kulüpler Birliği Vakfı’nın önemli bir kurum olduğunu sanır. Adı “birlik” cismi “fiyasko.”
Kurucusu, rahmetli İlhan Cavcav’ın kemikleri sızlardı bugünleri görse. 2000 yılında Süper Lig kulüpleri arasında dayanışma sağlamak ve sorunlara ortak çözüm üretmek için kurulan birlik, şimdilerde savaş meydanı.
Ne demiş Ağaoğlu ayrılma gerekçesinde? “Profesyonelliğe geçiş sürecine kadar göreve geldim. Ocak ayında yaptığımız toplantıda bu sürecin zamanı olmadığı söylendi. Bana göre öyle değil. İstifa sevdiğim bir şey değil. Lig sonu itibarıyla bırakıyorum.”
22 yılda 12 başkan. En uzun süre görev yapan Göksel Gümüşdağ. O da 3 yıl 3 gün; zaten bazı radikal kararlar da onun döneminde alınmış. Gerisi, birlik içinde kavga dövüş. Küsenler, rest çekenler, toplantıları protesto edenler.Çocuk gibiler!
Türk futbolunda sorunlar her geçen gün büyürken, birlik olup ortak paydada birleşememiş kulüpler. Gelirler azalmış, yayın krizi büyümüş, 8 Mart’ta hakem operasyonu yapılmış, liste hazırlayanlar kaçmış, yabancı oyuncu kontenjanı kulüplerin başına bela olmuş, lakin “birlik” birlik olamamış.
En önemlisi “spor kulüpleri yasası” hazırlanır ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülürken, komisyona gönderilen temsilcisi tek cümle kuramamış, genel kurulda partiler düzeyinde kulis yapılmamış, FIFA ile UEFA’dan gelebilecek yaptırımlara önlem alınmamış.
Şimdi oturun ağlayın. Kişisel fikrim; Kulüpler Birliği Vakfı bu anlayışla gereksiz, işlevsiz ve yaptırım gücü olmayan kuru kalabalık. Öyleyse, lağvedin gitsin!
Nwakaeme’yi şımartmayın!
Trabzonspor’un şampiyonluğunda kadrodaki her futbolcunun payı vardır, kimseyi ayırmıyorum.
Bazı özel isimler yok mu? Elbette olacak. Bunlardan biri de Nwakaeme. Ama herkes haddini bilecek. Sözleşmesini uzatmak için bin dereden su getiren Nwakaeme de bunlardan biri. İlerlemiş yaşına bakmadan kulübün koşullarını zorlaması ve başka takıma gitme tehdidi tam bir şımarıklık.
Bak kardeşim, menajerin iyi bilir, bizde bir deyim vardır; “fazla naz aşık usandırır.” Seni sen yapan Trabzonspor’u daha fazla yorma.
Haydi Efes, güldür bizi
Futbolun kaotik ortamından kurtulup basketbol ile gülmeye, sevinmeye ve kazanmaya çalışıyoruz. Anadolu Efes, Eurolig’de ikinci kez final oynayacak. Yılların birikimi, yatırımı ve tecrübesiyle Avrupa’nın en büyük kupasında bir kez daha kalp atışlarımızı yükseltecek.
Real Madrid güçlü bir rakip. Biz de öyleyiz. Bu akşam tüm spor severlerin yüreği Anadolu Efes ile atacak. Haydi Efes, bir kez daha güldür bizi...