Trabzonspor’un zaten kırılgan bir kadrosu var. Bu kadro günü gününe uymayan, çoğu zaman bireysel yeteneklerin devreye girmesiyle maçı çevirebilen istikrarsız bir yapıya sahip. Geçen sezon olduğu gibi eksiklerini ikame edebilecek bir yedek kulübesi de yok. Tüm olumsuzluklara karşın Avrupa’da iyi bir performans sergilemek, ligde ise son dört haftaya girilirken play-off yarışının içinde kalmak, sezonun beklenenden iyi geçtiği şeklinde yorumlanabilir.
Zorlu Galatasaray ve Fenerbahçe sınavları öncesi başkentte Gençlerbirliği karşısına cezalı Volkan ve sakatlığı süren Olcan’dan yoksun çıkmak dezavantaj gibi görünmesine rağmen, rakibin de kendi dinamiklerini etkileyecek Azofeifa, Cem Can, Juri ve Emre’den mahrum olması, en azından saha içi dengelerin eşitlenmesine yol açtı. Lakin rakip son iki maçını iki büyük takıma kaybetmesine karşın ligin çok koşan, mücadele eden ve ofansif oyunu seven ekiplerinden biriydi.
Trabzonspor, Volkan ve Olcan’ın yokluğunu maç boyunca derinden hissetti. Kanatları doğru dürüst kullanma imkanı bulamadı. Alanzinho ve Adrian bu boşluğu dolduramadı. Serkan zaman zaman kendi kulvarını zorlasa da, geçen maçtaki moral bozukluğunu üzerinden atamadığı gözlenen Burak’ın ısrarla geriye gelip top kullanma isteği ve yüksek ortalara gidecek kimsenin olmayışı, bu çabayı sonuçsuz kıldı.
Aynı ikili sahnede
İlk 25 dakikalık bölümde kalabalık Gençlerbirliği savunmasını aşmakta zorlanan Trabzonspor, topu rakip alana geçirmekte sıkıntı yaşadı. Gol konuk ekibin maç boyunca geliştirdiği ender organize atakların ilkinde geldi. Görev başında geçen hafta Sivasspor’un kilidini açan aynı ikili vardı. Halil’in asistinde arka direğe sinsice sızan Alanzinho topla buluştu ve sayısını yaptı.
Yediği gole rağmen oyun anlayışını değiştirmeyen ve savunma güvenliğini ön planda tutan Gençlerbirliği ikinci yarıda bambaşka bir görüntüye büründü. Trabzonspor’un üzerine daha etkili gitmeye başladı. Son çeyreğe dek rakip kalede tehlike yaratamasa da 75. dakikada kaleci Tolga’nın ileri çıktığı gören Tum’un 40 metreden kaleye gönderdiği ve üst direğe çarpan top golün sinyalini verdi.
Geriye yaslanmasına ve skoru koruma düşüncesine rağmen Trabzonspor maçı koparacak fırsatı buldu. Burak tıpkı geçen haftaki gibi kendi yaptırdığı penaltı için topun başına geçtiğinde aynı senaryonun tekrarlanacağı sanki belliydi. O vuruşta bu kez direği bulan top Trabzonspor’un kaderinden çok Burak’ın ruh halini yansıtıyordu. Ve bu ruh haline acilen çözülmesi gereken dev bir sorun gibi kendini gösteriyordu.
Sonrası malun ilamı gibiydi. Pes etmeyen Gençlerbirliği karşılığını Tum’un son dakika golüyle alırken, belki de ikinci yarıdaki hücum anlayışını maçın geneline yayamadığına yanıyordu.