Seyit Mehmet Özkan’dan, “Yoruldum kelimesi yetersiz kalır, ben bittim” cümlesini duymak sarstı beni.
Cumhuriyet ile yaşıt Altınordu Kulübü’nü son 11 yılda evladı gibi sahiplenen, gözü gibi bakan ve futbolda alt yapının ne kadar değerli olduğunu bizlere anlatan Özkan’ın pes etmesi, karşılık bulmuyor yüreğimde.
Neler yapmadı ki bu süreçte? Üstelik tek kuruş yardım ve destek almadan, ayrıcalık istemeden.
Hangisinden başlayayım; en önemlisi, imrenilecek tesisler ve futbol akademisini kazandırdı Türk futboluna. Örnek gösterildi, ama hak ettiği karşılığı göremedi.
Her kategoride milli takımlara onlarca oyuncu kazandırdı.
Aralarında Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder gibi yıldızların bulunduğu yüze yakın ismi yetiştirip parlattı. Zamanı gelince uğurlayıp, elde ettiği gelirlerle Altınordu’nun güçlenmesini sağladı.
Son dokuz yılda kadrosunda yabancı futbolcu barındırmayan tek kulüp unvanını aldı.
Menajerlere taviz vermedi, genç yaştaki çocukları ve ailelerini korudu.
Mütevazı kadrosu ile Süper Lig’in kapısından döndü. Hedef Cumhuriyetin ve kulübün 100. yılında en üst lig idi, olmadı.
Özellikle alt yaş gruplarında Avrupa’nın çok önemli kulüplerinin katılımıyla uluslararası turnuvalar düzenledi, takdir edildi.
Futbolu sadece futbol olarak görmedi; “İyi insan, iyi birey, iyi vatandaş” sloganı ile memlekete yararlı yurttaşlar yetiştirmeyi amaçladı.
Sadece futbol değil
Akademideki gençlere toprağın ve tarımın kıymetini, hayvan sevgisini öğretti.
Yüzlerce insana istihdam sağladı, futbol ailesi içine aldı.
Daha ne kadar sayayım? Tüm bunları yaparken yalnızdı, zaten övülmeyi de sevmezdi Mehmet Başkan.
Altınordu takımı bir mucize gerçekleşmezse 2. Lig’e düşecek. Mucizelere inanırım, ancak bu kez hiç kolay olmayacak.
Seyit Mehmet Özkan’ın yorgunluğunu, yılgınlığını ve bunca emeğin karşılığını alamamanın verdiği üzüntüsünü anlıyorum. Kulüp personeline duygusal bir ileti göndermiş, helallik istemiş.
Lakin Altınordu ve futbol sevdasından vazgeçeceğine inanmak istemiyorum.
Diyelim ki vazgeçti. Benim de naçizane önerim; haziran ayında yapılacak Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nda başkan adayı gösterilsin veya olsun.
Kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum. Üstelik büyük destek görür.
Futbolu karşılıksız seven Özkan, bilgisi, özverisi ve deneyimi ile yakışır o makama!
Atamızın izindeyiz
Bu satırlar 19 Mayıs günü yazıldı. Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda yani. Gazi Mustafa Kemal’i özlemle, saygı ve sevgiyle anıyorum. Büyük Türkiye Cumhuriyeti ile bizi biz yapan ve farklı kılan tüm değerlerin mimarı Atatürk’ün izinden ve açtığı yoldan vazgeçmeyeceğiz.
Bjelica yanlış tercih
Konu Trabzonspor olunca lafımı esirgemem. Enkaz devralan Başkan Ertuğrul Doğan bence ilk tercihinde yanlış yaptı.
Teknik direktörlüğe Nenad Bjelica’nın getirilmesinden söz ediyorum. Ne Türk futbolunu ne Trabzonspor’u tanıyor. Resmen kumar oynuyor takım üzerinden. Galiba nereye geldiğinin farkında değil. Bu ülkenin en zor coğrafyasında ve en zor kulübünde çalışmak her babayiğidin harcı değildir. Gelmek ve gitmek bir parmak işaretine bakar. Kalırsa yaptıracağı transferleri düşünmek bile istemem. Sayın Doğan; yol yakınken gözden geçiriniz kararınızı. Trabzonspor’un bağrından çıkan evlatları var. Görev verin koşarak gelirler.
Korku ve cesaret
“Korku kapıyı çaldı. Cesaret açmaya gitti. Kapıda kimse yoktu…” - Stefano E D’Anna